R.SAV. Efendimiz bu insanların münafıklıklarını bildiği halde, toplumda kargaşa çıkmaması, İslam’ın engin hoşgörüsünün ve şefkatli yüzünün insanlara gösterilmesi, görülmemiş bir anlayış sahibi olan Hz. Muhammed SAV.in bağışlamasının sergilenmesi adına yapılan yapıcı güzel davranışlardır. Yazının başında da ifade edildiği gibi, çorak toprakta ot bitmez. Kalbinde nifak olan, topluma iman tohumu saçamaz.
Şimdi bu kadar eza ve cefayı R.SAV.e ve müminlere yapan İbni Selül münafığı hastalanıyor. Oğlu Abdullah evlatlık şefkati ile babasının ebedi cehennemde kalmaması ve R.SAV.in şefaat ve himmetine (affına hoşgörüsüne mazhar olduğu gibi) mazhar olmasını arzu ettiği için, babasının ağır hasta olduğunu ve R.SAV.in babasına dua ve istiğfar etmesini ve R.SAV.in gömleğini de babasının istediğini söylüyor. R.SAV. halis müslüman olan ve R.SAV.i sevda derecesinde seven İbni Selül’ün oğlu Hz. Abdullah’ı hatıı peygamberliğinin bir gereği olarak sırtındaki gömleğini çıkardı, babasına götürmek üzere oğlu abdullah’a verirken, orada bulunan Hz. Ömer, R.SAV.in karşısına çıkarak, af dileyerek gömleğinin ibni Selül’e gönderilmesine mani olmak istedi.
Bu kişinin yaptığı kötü işleri bir bir saydı .Biliyoruz ki, sen şefkat ve merhamet nebisisin. Bu kişi buna layık mıdır, dedi. R.SAV., “Ya Ömer, Allah’a yemin ederim ki benim gömleğim onu cehennem ateşinden korumaz. Ama ben dediğin gibi şefkat ve merhamet nebisiyim” buyurdu.
Daha sonra bu zat öldü. Oğlu Abdullah babasının vasiyeti olduğunu, cenaze namazının R.SAV.in kıldırmasını ve mezarı başında durmasını R.SAV.den rica etti. R.SAV. İbni Selül’ün rivayetlere göre cenaze namazını kıldıracaktı. Yine Hz. Ömer R.A. İbni Selül’ün hezeyanlarını bir bir R.SAV.e saydı ve bu namazı kıldırtmam diye söylendi.
Zaten Hz. Allah cc. Tevbe suresinin 75-76-77-78-79-80. ayetleri nazil oldu. Münafıklar için hiçbir istiğfarın kabul olunmayacağı, azabı elimle cezalandırılacakları bildirildi. Tevbe suresi 84. ayette de, “Onlardan ölmüş olanlarından hiçbirinin asla cenaze namazını kılma. Kabri başında durma, çünkü onlar Allah ve resulünü inkar ettiler ve fasık olarak öldüler” diye ayet nazil oldu.
Şimdi bu maddeden çıkartılacak husus ikidir.
Birincisi; Allah ve resulünü tasdik etmeyen, Müslüman görünen ama aslında inanmayanlara ne yaparsan yap, onlara fayda vermez. Değil ali-veli, kainatın efendisi Hz. Muhammed SAV. De dua ve istiğfar etse onlara bir faidesi olmaz. Hatta bir ayette; ey habibim “Men ahbebte”, “Sen her istediğine hidayet ve şefaat edemezsin. Hidayeti Allah verir” buyuruluyor. Demek ki, kesin iman, inanç essatır. Yoksa hiçbir amel fayda veremez. Yine bir ayette “Dünya altın olsa inkarcılar onu hayır yapsalar onlara o yaptıklarının bir faidesi olmaz”. “Milülerdu zeheben veleviftedabih” buyuruluyor.
İkinci husus ise; keainat hürmetine yaratılan dünyanın ve ahiretin (Resulüssegaleyn) yegane en üstün resulü olan Hz. Muhammed SAV.in engin hoşgörü okyanusudur. Hangi insan kendisine defaatle suikast yapanı affedebilir. Hangi insan hanımına zina iftirası atan ve onu toplum nazarında küçük düşürmek için zalimane işleri yapanı affeder ve hoşgörebilir. Ama o Hz. Muhammed SAV.dir. Herhangi insanlardan birisi değildir. Sırtında bulunan tekbir gömleği çıkarıp isteyene verip de çırılçıplak kalan bir gönül zenginliğine sahiptir o ve bunu isra suresinde Allah bildiriyor.
SÜRECEK