Asil bir milletin evladı olmaktan dolayı Allah’a şükrettiğini dile getiren Kafkas, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“8 gün önce Türkiye tarihinin en kara gecesini yaşadı. Bir kara gece yaşattılar. Kurtuluş Savaşı’nda, Çanakkale’de bütün dünya üstümüze çullandığında, artık bunların işini bitirdik dediklerinde bu millet nasıl şaha kalkıp ta “Bu millet ebediyen yaşayacak, bu bayrak ebediyen göklerde olacak” dediyse, o gün o milletin haysiyeti neyse, çektiği sıkıntı neyse 8 gün önce o kara gecede de bize onu yaşattılar. Dünyada darbeleri görüyoruz. Bizim ülkemizde de darbeler oldu. Onun acılarını ve faturalarını ödedik. 12 Eylül’ü yaşamış ve o tarihte 72 gün içeriye tıkılmış, canları istediği kadar da dayak yemiş birisiyim ben. Kendi insanına, milletine, siviline, kendi karşısında bir gücü olmayan sadece “Ey asker nereye gidiyorsun” diyen halkına kurşun sıkan hainleri ilk defa o gece gördüm. Maalesef oynanan oyun, kurulan tezgâh bir başka tezgâhtı. Bu aziz milletin şanlı, onurlu yürüyüşünü, dik duruşunu hazmedemediler. Başkomutanımız genel başkanken son balkon konuşmasında ‘Bu millet ümmetin sigortasıdır. Özgür coğrafyanın, özgür ümmetin sigortası bu özgür millettir. Çünkü dünyada bir yer de bir kan akıyorsa, akan bir gözyaşı varsa onu silen el Türk milletinin elidir. Ona ilaç lazımsa ilaç olan Türk milletidir. Bu milletin şanlı ve onurlu yürüyüşünü hazmedemediler ve durdurmak istediler. Bütün problem budur. Tayyip Erdoğan yola çıkarken iki şey söyledi. Bir; ‘biz kimsesizlerin kimi olacağız’ dedi. Elhamdülillah hem Türkiye’de hem Alaca’da hem de İslam coğrafyasında ve dünyanın her tarafında kimsesizlerin kimi oldu. Artı bir şey daha söyledi; ‘bu ülkede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ dedi. Bunun anlamı ezberi bozacağızdı. ‘Eski Türkiye’de horlanan millete, milletin imkânlarıyla başa gelenlerin millete hava atmasıyla, milleti ezmesine, milleti sıraya sokmasına izin vermeyeceğiz, devleti milletin emrine vereceğiz’ dedi.
Şuanda bir kısım illerde bizim gibi alevisiyle, sünnisiyle bir arada yaşayanların arasına nifak sokmak isteyenler olduğu yönünde ciddi duyumlar var. Biz çok zor günler yaşadık. Bunların arasında Çorum olayları da vardı. Ama her Çorumlu keşke olmasaydı dedi. Biz o acıyı yaşadık ve oyuna bi rkez geldik. Bu aziz millet o oyuna bir daha gelmez. Bizim için Yağlıçallı neyse, Gevenli’de odur. Biz kardeşiz. Bu böyle devam edecek.
O gece Genelkurmay’ın önünde, Külliye’de ve bütün vatan toprakları üzerinde bir çakı bıçağı bile yokken tankın önüne geçenlerin hiçbir hesabı yoktu. Tek dertleri vatandı. Erol Olçak’a, yanında 16 yaşındaki oğluyla ve diğer vatandaşlarımıza kurşun sıkanlar insan mıydı? Bunlar askerin, devletin içerisine sızmış birer çapulcular. Allah rızası için eğitim, hizmet diyenlere bu millet hep sahip çıktı. Arkasındaki bu şerefsizliği ve haysiyetsizliği hiç kimse tahmin edemezdi. Bu yapı çok ceberut, herkesi kullanan bir yapı. Ama bunların yaptıklarının hesabı bir bir sorulacak. Ama biz biryandan da bunlara hesap sorarken hukuktan, ahlaktan, bizi biz yapan değerlerden vazgeçmeyiz. Yaşın yanında kuruyu yakamayız. Günahsızlarla bunları ayırt etmek durumundayız. Bu konuda da devletimiz bütün titizliğiyle çalışmalarını sürdürüyor. Ben sizden meydanları boşaltmamanızı istiyorum. Milli iradeye ve demokrasiye başkomutanımız tamam diyene kadar sahip çıkmanızı rica ediyorum.”



(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim