Bünyesinden iki cumhurbaşkanı, iki genelkurmay başkanı, pek çok bakan, milletvekili, pek çok bilim insanı, sanatçı ve yazar çıkaran Afyon Liseli olmak bir ayrıcalıktır.

Bunun bilincinde olan her Afyon Liseli, ülkesinin en eski liselerinden biri olan lisesiyle, haklı olarak gurur duyar, kendini şanslı addeder.

Afyon Rüşdiye Mektebi adı altında 1894 yılında açılan Afyon Lisesi, Ülkemizin en köklü tarihi liselerinden biridir.

Ben de bu köklü lisenin eğitimiyle yoğrulmuş şanslılardan biriyim.

Biz 68 kuşağı Afyon Liseliler, sadece Afyon Liseli olarak değil daha başka yönlerden de şanslı bir kuşağın çocuklarıyız.

Öğretmen ötesi öğretmenlerimiz oldu; onların şefkatli ellerinde, onların öğretileri doğrultusunda yetiştik biz.

O öğretmenlerimizdir ki; Türk eğitim sistemine örnek olacak düzeyde ilişkiler kurdular bizimle.

Okulda öğretmenimiz, okul dışında arkadaşlarımız oldular.

Mezuniyet tarihlerimizden çok daha sonraları ayırdına vardık ki; bu güzel insanlar, bizi sadece eğitmekle kalmamışlar; bize hissettirmeden, yoğun biçimde arkadaş sevgisi, okul sevgisi, yurt sevgisi, insan sevgisi, cumhuriyet sevgisi, Atatürk sevgisi de aşılamışlar.

Sessiz sedasız kopmaz bağlarla bağlamışlar bizi birbirimize…

… …

Yarım asır geçti aradan.

Cumhuriyetin doğduğu topraklarda, öğretmenlerimizin attığı o temel ve aramızda oluşturdukları o kopmaz bağlar sonucu; dönem arkadaşları olarak, hiç kopmadık birbirimizden.

Hep aradık, hep sorduk birbirimizi.

Birimizin derdi hepimizin derdi; birimizin mutluluğu hepimizin mutluluğu oldu.

Çeyrek asırdır da (ama Afyon’da ama ülkemizin herhangi bir yöresinde) yılda en az bir kez geleneksel olarak bir araya geliyor; dertlerimizi, tasalarımızı, mutluluklarımızı paylaşıyor; özlem gideriyor; öğrencilik günlerimize dönüyor; aramızdaki bağları güçlendiriyoruz.

Bu toplantılarımıza zaman zaman öğretmenlerimiz de katılıyor.

Lise çağlarımızda olduğu gibi adlarımızla yer yer numaralarımızla sesleniyorlar bizlere.

Bizlerle ilgili (bizim bile anımsamadığımız) öyle şeyler anlatıyorlar ki, onların bu güçlü bellekleri karşısında şaşırıp kalıyoruz.

Aradan geçen yarım asra karşın hâlâ öğretmenlerimiz onlar.

Rahmetli Mazhar Çevik Müdürümüz, Rahmetli İbrahim Erçetin Öğretmenimiz, Rahmetli Münevver Akdeniz Öğretmenimiz, Halil Ünlü Öğretmenimiz, Ali Dayanık Öğretmenimiz, Abdürrahim Topaloğlu Öğretmenimiz, Nigar Uğursoy Öğretmenimiz, Mehmet Ateş Öğretmenimiz, Abdullah Bozok Öğretmenimiz, Türkan Erkan Öğretmenimiz ve diğerleri…

Onlarla hep gurur duyduk, hep övündük.

Her biri ayrı ayrı idolümüz oldu.

Hiç unutmadık onları.

* * *

Bugüne değin hep kendimiz için, arkadaşlarımız için bir araya geldik.

Bu kez 24 Kasım Öğretmenler Gününde, öğretmenlerimiz için AFYON’da bir araya geleceğiz.

Yine hep birlikte Lisemizi ziyaret edecek, yine mezun olduğumuz yılki sınıflarımıza girecek, yine öğrencilik yıllarımızdaki sıralarımıza oturacağız

Sınıf Başkanımız yoklama yapacak

Adımız söylendiğinde, “Burada” diyeceğiz.

Aramızdan ayrılan arkadaşlarımızın adı söylendiğinde de “İçimizde” diyeceğiz hep bir ağızdan.

Andımızı okuyacağız, göğsümüzü gere gere.

Öğrencilik günlerimizdeki gibi yine yekvücut olacağız.

Yeniden dirilecek, yeniden sağalacağız.

Bizleri hayata hazırlayan bu güzel insanların öğretmenler gününü birlikte kutlayacak; ellerini öpüp, helalliklerini alacağız.

Özlem gidereceğiz onlarla.

Yine öğrencileri olacağız onların.

Yine öğretmenlerimiz olacak onlar.

Acı tatlı anılarımızı ve de haylazlıklarımızı onların ağzından dinleyeceğiz.

Sözün özü, 24 Kasımda, Afyon Liseli olmanın ayrıcalığını yine yaşayacak, yine yaşatacağız.