Evet, 2023’e girildi. Hem de büyük kutlamalarla, büyük coşkuyla, eğlencelerle…

Girildi, girildi ama yalnız Türkiye değil tüm dünya, 2023’e 2022 ve öncesinin ağır yüküyle, dolu bir bagajıyla girdi.

Bu nedenle önce birkaç soru:

Uluslararası ilişkiler, günümüzdeki bölgesel ve küresel sorunlar karşısında kalıcı ve âdil bir barış ortamını sağlayabilecek midir?

Uluslararası işbirliğinin ve dostluk ilişkilerinin temin edilmesine, fırsat sunulabilecek midir?

On yıllar öncesinde ortaya çıkmış ve hâlen sürmekte olan sorunlara, kalıcı çözümler bulunabilecek midir?

Yani emperyal sömürü bütün şiddetiyle devam ederken, dünyada kaosu değil “huzuru hâkim kılacak uluslararası bir sistem” inşa edilebilecek midir?

Herhalde bu sorulara verilecek cevap, bugünkü koşullarda “hayır” olacaktır.

***

Nitekim bugün dünyaya baktığımızda…

-İki yüz yıldır sömürülen Afrika, hâlâ sömürgeci zihniyetlerin hedefindedir.

-Ülkeler arasında gelir dağılımındaki adaletsizlik olabildiğince devam etmektedir.

-Petrol ve diğer doğal kaynaklara sahip olma ve onların ticaretine hâkim olma savaşları, bütün şiddetiyle devam etmektedir.

-BM Şartı’nda açıkça yasaklanmış olsa da hâlâ silahlanma ve kuvvet kullanımına hızla devam edilmektedir.

Ve de uluslararası hukuk, haklıdan yana değil, güçlüden yana olmaktadır.

Devam edelim…

-İç savaşların, dışarıdan müdahalelerle vekâlet savaşlarına dönüşümü devam etmektedir.

-Büyük güçlerin mücadelesinin faturasını, bu güçlere direnemeyen ülkeler ödemeye devam etmektedir.

-Çatışmalar ve terör eylemleri devam ettikçe, kan ve gözyaşının sonu hiç gelmeyecekmiş gibi durmaktadır.

Ve de kaos ve kargaşa, insanlığın huzura kavuşup kavuşamayacağına dair şüpheleri hep diri tutmaktadır.

Kısacası, dünyada kaosu değil “huzuru hâkim kılacak uluslararası bir sistem” inşa edilebilecek midir?

2023’ün dünyadaki sorunu budur ve de bu olmalıdır.

***

Oysaki:

Geçmişten bugüne dünyanın bir köşesindeki olay, dünyanın bir diğer köşesine olumlu ya da olumsuz şekilde yansırken…

Örneğin Çin’in küçük bir şehrinde görülen bir hastalığın kısa sürede, tüm dünyada milyonlarca insana bulaşmasına ve yüz binlercesinin ölmesine sebep olurken…

Koronavirüs salgını ile dünyanın ne derece küçüldüğünü ve aynı zamanda insanların ve ülkelerin birbirine ne derecede bağlı ve bağlantılı olduğu bizzat yaşanarak görülürken… Özellikle salgınla mücadele konusunda ortaya çıkan arayışlar, ülkelerin birbirine nasıl muhtaç olduğunu, işbirliğine nasıl ihtiyaç duyulduğunu öğretirken...

Ve de dünyada “Küresel sorun” kavramının ne olduğunu bundan daha iyi şekilde ortaya koyan bir durumla karşılaşılmamışken...

Elbette dünyada kaosu değil “huzuru hâkim kılacak uluslararası bir sistem” inşa edilmelidir.

Peki, bugün için mümkün müdür? Hayır.

Çünkü emperyalizmin var olduğu bir dünyada, kaosu değil “huzuru hâkim kılacak uluslararası bir sistem” inşa edilemeyecektir.

Çözüm, dünya halklarının emperyalizme karşı mücadelesindedir.

***

Ve Türkiye…

Bugün 100’üncü yaşına giren Türkiye...

İlanından başlayarak sürekli yıpratılan, başta laiklik olmak üzere Cumhuriyet’in kazanımları bir bir tahrip edilen Türkiye…

1946’dan başlayarak emperyalizme göbekten bağımlı hale getirilen Türkiye...

Neoliberal politikalar yüzünden ‘halkçı’ özelliğini kaybeden Türkiye…

İstanbul sermayesi ile Anadolu sermayesinin kavgasının siyaseti belirlediği Türkiye…

Darbelerle toplumsal itirazların susturulduğu, ekonominin ve siyasetin küresel güçlere teslim edildiği Türkiye…

Devam…

Ve bugün ekonomi sorunu, göçmen sorunu, demokrasi sorunu, yargı ve adalet sorunu, kadına ve çocuğa şiddet ve taciz sorunu, bugüne kadar çözmediği ya da çözemediği etnik ve inanç sorunu ve seviyesi çok düşük siyasi kavganın yanında Ege’de, Akdeniz’de yaşanılan sorunlarla ve bölgesel olarak yaşadığımız sorunlarla 2023’e giren Türkiye…

Ama 2023, Türkiye için geleceğin siyasal, sosyal ve ekonomik haritasının yanında dış politikamızın da haritasını belirleyecek bir seçim yılıdır.

Bu nedenlerle 2023 Türkiye için, yukarıda belirtilen sorunları çözebilecek, güçlü, kararlı ve cesur adımlar atabilecek bir siyasi yapılanmanın doğum yılı olmalıdır.

Olabilir mi? Bilemiyoruz ama olmalıdır.