“Kimi 50’sinde zor yürüyor, kimi 112 yaşında hala çalışıyor” Bu söz, bir gazete yazısının başlığı…

Tabii bu yaşam tarzında huzurevlerine ihtiyaç fazlalaşıyor. Huzurevlerinin bakımlı, özü gözü, ruhu temiz olmalı ve insanlara kendi evlerini aratmaması için neler yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır.  Bir diğer önemli konu da Huzurevlerin kapasitesi tam kullanılmalıdır.

Köylerde, kasabalarda, şehirlerde, fakirlere ev yapıyoruz diye, tuğla kiremit toplanmasına muhtarlar mani olmalı ve bu insanlar huzurevlerine yerleştirilmelidir.

*     *     *

60-120 kişilik uçak yapımı için bazı girişimler var. 2014 - 2015 yıllarında yapılacağı yazılıp - söyleniyor.

Hâlbuki Atatürk böyle uçakların yapımı için 1936 yılında bazı çalışmalar yaptırmış ve bir yerlere de gelinmişti. Ölümüyle çalışmalar yarıda kalmış, daha sonrasında, 1940 yılından sonra 2. dünya savaşı çıkınca da bu konu konuşulmaz olmuştu.

Cumhuriyet kurulunca toprağı ekecek insanlar bulunamaz olmuş, uzun seneler art arda gelen harpler çoğunluğu erkek olmak üzere nüfusu iyisinden azaltmıştı.

1923 te 16 milyon nüfusumuz kalmış bunun çoğunluğunu da kadın ve çocuklar oluşturmaktaymış.  Tabii o zamanda tarla ekmek için insan zor bulunuyor.

Buna çare olarak devlet üretme çiftlikleri düşünülmüş. Buralar Atatürk zamanında kendini idare etmiş, ama daha sonraları zarar etmiş ve her geçen gün de zarar artarak büyümüştür.

Tabii çok büyük ekim alanı olan bu çiftliklerin zararında aslında keyfi harcamalar ana rolü oynamıştır

Zaten bütün devlet kurumlarında israflar keyfi harcamalar böyle değil midir? 1960 ihtilali olmadan 1950 yılları sonlarında böyle bir devlet kurumunda pinpon masasına pinpon topu almak için uçak kaldırıldığını bir arkadaşımız bize anlatmıştı.

Bu çiftlikler hala durmakta ve hala zarar etmektedir. Çaresi buraların 200-250 dönüm olarak, dönüm, dönüm çiftçilere satılmasıdır.

Fiyatı uygun olmalı, uzun vadeli ve çok çok düşük faizlendirilmelidir. Böylece buraların zararından kurtulunmalı ve milli gelire katkı sağlanmalıdır.

Saygı ve sevgilerimle.