MERZİFON’LU SIDKÎ BABA, (AŞIK PERVANE) ( 1865 – 1928 )
Tarsus’un Yenice köyünde doğdu. Asıl adı Zeynel Abidin’dir.
İlk medrese eğitimini köyünde aldı . Altı yaşındayken deyiş söylemeye başladı.
On iki yaşında yaşından itibaren Pervane mahlasıyla şiir yazmaya başladı. On
dört yıl Hacı Bektaş Dergahında eğitim gördü. Sonraki yıllarda tarikat adına
hemen hemen tüm Anadolu’yu dolaşan Sıdkı Baba, 1894’te Merzifon’un Harız (şimdiki
adı Gümüştepe) köyüne yerleşti. İlk eşinin 1911 yılında ölmesi üzerine Harız’da
yeniden evlendi.
Sıdki Baba’nın tasavvuf ve Allah aşkı kokan şu şiiri bir
başka âleme sürükler beni.
Ben Adem’den evvel çok geldim gittim.
Yağmur olup yağ'dım, ot olup bittim.
Bülbül olup Firdevs bağında öttüm, (firdevs=cennette bir
bağ)
Bir zaman gül için har'a düş oldum. (Har=diken, ateş)
Adem ile balçık olup ezildim
Bir noktada dört hurufa yazıldım.
(Huruf=harflerin
çoğulu, Hurufilik tarikat)
Ademe çalı olup Şit'e süzüldüm
Muhabbet şehrinde kara düş oldum.
Mecnun olup Leyla için dolandım
Buldum mahbubumu inanıp kandım (Mahbup=sevgili)
Gılmanlar elinden hulle donandım
(Gılman=erkek
çocuk, Hülle=nikah tazeleme)
Dostun visalinde nar'a düş oldum.
(Visal=
sevgiliye kavuşmak, Nar=ateş)
On dört yıl dolandım Pervanelikte. (Pervane=dönme, sema
yapma)
SIDKÎ ismim buldum divanelikte
Sundular aşk meyin mestanelikte (Mestanelik= meyhane)
Kırkların ceminde dar'a düş oldum. (Kırklar=kırk evliya,
Dar’a = davar)
SIDKI'yam çok şükür didara erdim. (Didar=yüz, çehre,
görüşme)
Aşkın pazarında hak yola girdim
Gerçek ariflere çok meta verdim
Şimdi Hacıbektaş Pire düş oldum.
Bir de çok sevdiğim ve büyük bir coşkuyla söylediğim anonim
(kime ait olduğu bilinmeyen) bir Hüzzam ilahiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sevdim seni Mabuduma, canan diye sevdim. (Mabud=İlah
Bir ben değil âlem sana hayran diye sevdim.
Evladı ıyalden geçerek ben ravzana geldim (Ravza=yeşillik,
bahçe)
Ahlakını methetmede Kur'an diye sevdim. (Evladı ıyal=çoluk,
çocuk)
Kurbanın olam şahı resul, kovma kapından
Didarına müştak olan yezdan diye sevdim.(Didar=yüz,
Müştak=özleyen,
Yezdan= ilah, Mevla)
Mahşerde nebiler bile senden medet ister.
(Nebi=peygamber, Medet=yardım)
Gül yüzlü melekler sana hayran diye sevdim...
İlahiler, sözün bittiği hallerde, uhrevi âlemde neyin
coşkusuyla dönen semazenlerin avâzıdır.