Ülkemiz zor günlerden geçiyor. Bir yanda, bozulan komşuluk ilişkileri ve sınırımızda “terörist devletçikler” oluşma riski. Diğer yanda “gemi azıya alan”, masum insanları hedef seçmeye başlayan “bölücü” terör örgütü ve sözde İslam adına kelle kesen “cihatçı” terör örgütünün, nerelere, ne kadar sızdığı bile bilinemeyen uyuyan hücreleri…
Türkiye ile ilgili, dışarıda “terör ülkesi” algısı oluştu. Bu koşullarda elbette turist de gelmez, yatırımcı da…Hatta, ülkemizdeki yabancı teknik adamlar, sporcular bile, can güvenliği kaygılarını açıktan dile getirmeye başladılar. Zaten bir süredir “buhran” sinyallerinin alındığı ekonomi, ciddi ciddi S.O.S. veriyor. Esnaf ve iş dünyası, hazan yaprakları gibi sallanıyor.
16 Mart 2016 Çarşamba günü, “Bitsin artık bu kutuplaşma!” dedik ve Çorum halkının kendi arasında bir sorun olmadığı gerçeğine vurgu yaparak, çağrımızı Ankara’ya yönelttik. Cumartesi günü ise, internet sitemizden “Dedikodulara itibar etmeyin” çağrısında bulunduk. Zira, “canlı bomba” tatbikatının yanlış anlaşılmasından da kaynaklanan bir dedikodu, tüm kente yayılmıştı. Güya Çorum’da canlı bomba vardı ve Pazar günü eylem bekleniyordu.
En üst düzeyde güvenlik yetkilileri ile de görüşerek, bunun bir dezenformasyon çabası olduğunu, halkta panik yaratmayı amaçladığını, bazı yurttaşların da bilmeden bu oyuna alet olduklarını ifade etmeye çalıştık. Aynen, Çorum ekonomisinde büyük hasarlar açabilecek boşboğazlıklar gibi, bu da, halkı içine kapanmaya yönelterek terör örgütünün ekmeğine yağ sürebilecek bir “hata” idi.
Şunu, açık ve net biçimde ifade etmek durumundayız ki, referansımız “cumhuriyet değerleri”dir ve kurucumuz Büyük Atatürk’ün en temel ilkesi de “Yurtta sulh, cihanda sulh”tur. İçeride ve dışarıda “barış”ı esas almak, bu cumhuriyetin genetik kodlarında en temel ögeyi oluşturur. Ama, vatanın varlığı ve birliği, ulusun bağımsızlığı, “bayrak ve ezan” söz konusu olduğunda da, bu barışçı halk, daha önceki gün andığımız Çanakkale’deki şehit ataları gibi, canını ortaya koymakta bir an bile tereddüt etmez.
Türkiye’nin hemen tüm kentlerinde, “canlı bomba” dedikodularıyla panik havası yaratılmaya çalışılıyor. Çorum’da da herhangi bir ihbar veya istihbarat olmadığı halde, halkı korkutma, sindirme çabaları gözleniyor. Oysa, asıl, korktuğumuz, sindiğimiz anda kaybederiz. Her şeyi, ama her şeyi kaybederiz. Bütünlüğümüzü de, bağımsızlığımızı da, özgürlüğümüzü de, namusumuzu da…Aman ha! Şimdi dimdik durma zamanıdır. Kolkola, dimdik!...