Ülkemizde iyimser olmak için de bazı gelişmeler oluyor. Geçtiğimiz 10 Kasım umutlanmak için güzel bir neden. Yaşlısı genciyle her yaştan bir milyon yüz bin insanımız o gün geç saatlere kadar Anıtkabir’i, Ata’sını ziyaret etti. Keşke ben de Ankara’da olsaydım. 

Hani feryat ediyoruz, isyan ediyoruz bazı olaylara bakarak. Nasıl isyan etmezsiniz. T.C. Her yerden silinmeye çalışılıyor. Atatürk’ün adını zikretmek kendileri için tabu. Mustafa Kemal diyorlar Kemal Paşa diyorlar ama her ne hikmetse birileri kızacak diye Atatürk diyemiyorlar.

On Kasım, içimizdeki karamsarlığı biraz hafifletti. Demek ki, bu insanların gönlünden Ata’sını silmek mümkün değil. O’nun ilke ve devrimleri hala dimdik ayakta. 

Epeyce bir süre önce ünlü tarihçimiz İlber Ortaylı, güzel bir söz söylemişti. Sanırım mealen şöyleydi: “Ben bir etnik grup kızacak diye Türk olduğumu niye saklayayım. Ben Türk’üm de onun için Türk’üm diyorum. Başka bir etnik gruptan olsam onu da söylerdim…”dedi. 

Kaldı ki, Türk’ün de Türklük kavramının da etnik bir maksadı yok. Bu ülkede yaşayan her türden insanı ifade etmek için kullanılan bir kavram. 

Ne ise, bunu sabah akşam o kadar çok tartışıyorlar ki, çoğu dönek, yandaş ve yalaka gazeteci ve bilim insanı sıfatıyla konuşanlara tahammül etmek zor. 

Ülke gündemindeki tartışmalar da insanın akıl ve ruh sağlığını iyice törpüler türden. Hani yavuz hırsız ev sahibini bastırır diye bir ata sözümüz var ya (Eskiler teşbihte hata olmaz derler) bizimkisi ona benziyor. Ne diyeceksiniz?

Canım şu kızlı erkekli meselesi. Şimdi bakınız. Geçen gün bizzat YÖK başkanı açıkladı. Şu an 2,5 milyona yakın gencimiz üniversitelerde öğrenim görüyor. Bunların 300.000’i Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarında barınıyor. 100.000 de özel yurtlarda barınanları eklerseniz toplam 400.000 öğrenci yurtlarda barınıyor. Geri kalan 2 milyon 100 bir öğrenci cemaat evleri, özel evler, apart evler…gibi yerlerde kalıyorlar. Uzun yıllar üniversitede görev yapan bir hoca olarak birçok öğrencinin bana gelerek “hocam yardımcı olun ne olur. KYK yurdu çıkmadı. Özel yurtların kimisi pahalı, kimisi güvenilmez.” Biçiminde yalvarıyorlar. 

Daha iki gün önce, birisi “hocam KYK yurt müdürlüğüne gittim. Derdimi anlatamadım. Benim için ne olur telefon edin” dedi. “Kızım bana da açmazlar, ben bunu daha önce çok denedim” dedim. Öğrenci çaresizlik içinde  döndü gitti. 

Şimdi bakar mısınız. Yıllar itibariyle ihtiyaç duyulan yurdu neden yapmazsınız? Suriye’den gelen mülteciler milyarlar harcadığımızı söylüyorlar (Buna karşı çıkmıyorum. Bu insani bir görev) Kendi çocuklarımıza ve gençlerimize yurt yapmak için kaynak mı bulamıyoruz?

Ne yapsın öğrenci? Siz kendisine Devlet yurdu verdiniz de hayır mı dedi. 

Gençlerimiz Devletin yurduna ve şefkatli ellere teslim edelim. Bu anayasal bir zorunluluktur. 

Sonra da çıkıp onları rencide edici açıklamalar yapmayalım. Acaba, biz üstümüze düşeni yaptık mı? diye soralım.