Bir On Kasım’ı daha geride bıraktık. Ulu Önderimizi 74’cü ölüm yıldönümünde rahmetle ve minnetle andık. Öyle üzülmedik. Niye üzülelim ki, her fani gibi O da elbette ebediyete intikal edecekti. Biraz erken ama, takdiri ilahi O’nu 74 yıl önce aramızdan ayırdı. Aksine, ölüm yıldönümünde O’nu daha iyi anlamaya ve anlatmaya çalıştık. Kimileri ne yapsan da düşmanlıktan vazgeçmiyor. Ne diyelim. İnsan kendi tarihine saygı duysa bunu yapmaz. Bütün milletler Atatürk’ü 20. yüzyılın liderleri arasında sayarken, bizimkilerin küfür ve hakaretlerine ne demeli?

 

Bir gün üniversitede ders anlatırken, o alanla ilgili kuram sahibi bilim insanlarını sayıyordum. Kuşkusuz bunlar yabancı isimlerdi. Bir öğrenci kalktı “Hocam, bu saydıklarınızın arasında “Neden bir Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin yok” dedi. Bir an durakladım. Sonra, Sayın Demirel’in 70’li yıllarda petrol yokluğunda söylediği söz aklıma geldi. “Vadı da biz mi söylemedik evladım” dedim. Çocuklar pek bir şey anlamadılar. Sonra olayı anlattım. Sayın Demirel, “ülkede neden petrol yok” diye gazeteciler kendisini sıkıştırınca, o güzel

Isparta şivesiyle “Va dı da biz mi içtik?” demişti dedim.

 

Biz kendi insanımıza değer vermezsek, el oğlu değer verir mi? Ciddi kaynaklarda geçen yüzyılın önde gelen liderleri arasında sayılan Mustafa Kemal’i birileri diktatör, dinsiz ilan edip her türlü hakareti yapıyor. Ancak, tarihi çarpıtmak zor. Bu on kasımda Anıtkabir’e yapılan ziyaretlere ve coşkuya bakarak Mustafa Kemal’in unutturulamayacağını sevinerek gördük.

 

Yine bu konudan hareketle aklıma hemen Orhan Pamuk ve Fazıl Say geldiler. Dünya onları öve dursun. Biz içeride linçe uğraşıyoruz. Öyle olunca da, öğrencimin dediği gibi, bilimde, siyasette, edebiyatta ve müzikte, kısaca her alanda bizden birilerinin adı elbette geçmez.

 

Ne ise, bugün 17 şehidi uğurluyoruz. Bu acıda fazla söze gerek yok. Vatan uğrunda şehit olan bu askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır diliyorum.

 

Umarım bu durum soruşturulur. Bir ihmal ve kusur var mı ortaya çıkar. Hani ben de muhalefetin mi bir parmağı var? yoksa diyeceğim de, çok şükür bizim muhalefet zaten Sivas’tan öte gitmiyor.