Aslında bu konuyu bir daha yazmayı düşünmüyordum ama Cuma günü o hayvanları yine yiyeceksiz, içeceksiz, kuru soğuk altında taş kesilmiş bir şekilde görünce 65 senedir toprakla uğraşan 80 yaşındaki bir kardeşimizin de, “ömrümde ilk defa Ocak ayında buğday ektiğimiz tarlayı sulayacağım demesi ve Pazar’ı Pazartesiye bağlayan gecenin de Mevlit Kandili olması dolayısıyla tekrar yazıyorum.
Bu zavallı hayvanlar için çalmadığım kapı, uyarmadığım yetkili kalmadı ama henüz yapılan hiç bir şey olmadı.
Yapılan bunca yağmur duasına rağmen neden yağmur yağmıyor? Yağmaz Sayın İmamlar, Sayın Vaaz Hocaları yağmaz!
Biz yağmur yağsın diye dua ederken o kuru otlaklardaki aç, susuz, soğuktan titreyen hayvanlar da yağmasın diye dua ediyordur.
Biz onları sıcak bir ahıra kavuşturmadığımız sürece de tabiî ki onların duası bizim dualarımıza galip gelecektir.
Bu konuyu şu geçtiğimiz iki ay içerisinde dört defa yazdım. Yazdığım yazılar kimlere postalanmadı ki, bu sefer de dini mevki bakımından en yüksekte olan Sayın Müftümüz Mehmet Aşık Bey’e Pazartesi günü yayınlanınca postalayacağım.
Mevlit Kandili gecesinde yaptığı dualar, kıldığı namazlar ve yağmur için yakarmalarını hatırlayarak konuya parmak basacaktır inşallah.
Ahır hazır, yiyecek hazır, sadece 2 tane bakıcı eksik. Bu zulüm niye?
Sen insan olarak zulüm yaparsan cezasını çekeceksin. Duaya çıkacaksın ve tabiî ki elin boş olarak döneceksin.
Ben bu konuda daha önce yazdığım 4 tane yazıyı isteyenlere verebilirim.
Benim uğraşım ve gücüm bu durumu bir sonuca bağlamaya yetmedi, sıra sizde Sayın Müftümüz.
Kalın sağlıcakla sıcak, kaloriferli mevkilerinizde ve lojmanlarınızda.
Not: Yazıda sözü geçen hayvanlar Ankara – Samsun Çevreyolu civarında Kömürcü Tuğla Fabrikası karşındaki kuru bozkırdadırlar.
Saygı ve sevgilerimle.