Bir gün çobanın biri koyunları otlatmak için dağları tepeleri aşar. En sonunda bir yere varır. Bir ağacın altına oturup koyunları otlatmaya başlar.Koyunlar otlarken çoban da başlar kavalını çalmaya...
Bir süre sonra sıkılır ve kendi kendine der ki: “ Şu köylülere nasıl bir oyun oynasam?”
Sonra aklına bir fikir gelir, başlar bağırmaya: “Yetişin köylüler, yetişin. Kurt koyunlara saldırıyor!” der demez köylüler koşa koşa gelirler ve etraflarına bakarlar… “Biz kurt murt göremiyoruz.” derler ve ayrılırlar oradan. Çoban bir kaç kere daha böyle yalan söyler. En sonunda da der ki : “Siz ne aptal köylülersiniz. Ben sizin gibi köylü görmedim, yuh size nasıl da inandınız !” Herkes çok sinirlenir. Başka bir gün koyun sürüsüne gerçekten kurt saldırır. Çoban başlar bağırmaya : “Yetişin köylüler, yetişin, sürüye kurt saldırdı; yetişinnn! “ der ama kimse aldırış etmez. Çünkü önceden de yalan söylediği için bir daha inanmazlar ve kurt sürünün yarısını yer, yarısını götürür. Çoban ise ne yapacağını bilemez, başlar ağlamaya..
Nasıl da güncele uygun değil mi ? Bu minik öyküden hangi dersler çıkarılmalıdır sizce?..