Dünyayı etkisi altına alan korona virüsü salgını nedeniyle üç aydır karantina altındayız bu günlerde evlerimizden kontrollü olarak çıkabiliyoruz. Bu konuda bilim insanları, kontrollü bir yaşama belli bir süre daha katlanmamız gerektiğini söylüyorlar. Doğrusu bu konuda hepimizden beklenenin, bilim kurullarının önerilerine uymak olduğunu bilmemiz gerekiyor. Böylece bir yandan kendi sağlığımızı korurken öte yandan ülkemizin ve tüm insanlığın sağlığını korumada üzerimize düşeni yapmış olacağız.

Bu süreci KKTC’de geçiren ve halen de burada yaşayan birisi olarak Yavruvatan’ın epidemide verdiği mücadeleyi takdirle karşılamak gerekiyor. Gerçekten şu an itibariyle ciddi bir vaka görünmüyor Ama yetkililer önlemleri asla gevşetmiyor. Cumhurbaşkanından Başbakanına ve Sağlık Bakanına kadar tüm yetkilileri olağanüstü çabalarından dolayı, burada yaşayan birisi olarak kutluyorum. Kıbrıs’ı insanların, eşsiz güzelliği yanında sağlık alanında da en güvenilir ülke olarak daima tercih edeceklerini umuyorum ve diliyorum.

Dünyayı kuşatan epidemiden bahsederken son zamanlarda adından çokça söz ettiğimiz Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) ayrımcı ve de anlaşılmaz tutumundan söz etmek gerekiyor. Efendim nedir bu çelişki diye sorarsanız durum şu: DSÖ, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni üyeliğe kabul etmiyor. Sebep aynı: Siz dünyaca tanınmış bir ülke değilsiniz. Korona virüsü sanki KKTC’yi pas geçecek. Bu denli ciddi bir sağlık sorunu ortadayken bu nasıl bir gerekçe olabilir? Kaç gündür bilim insanlarından öğrendiğimiz bu beladan kurtulmamızın yolu, bırakın kendi ülkemizi, dünyanın bir başka ucunda hala bir kişide, bir köyde, bir kasabada bu virüs varsa bu pandemiden kurtulduk diyemeyiz. DSÖ, KKTC’yi örgüte kabul etmezken bari virüslere talimat versin, orası örgütümüze bağlı değil, sakın ha! Oraya gitmeyin!

Artık söylenecek bir laf bulamayınca işin ironisini yaptım.

KKTC’de Prof. Dr. Mehmet HASGÜLER arkadaşımız bir imza kampanyası başlattı. Ben de bu kampanyaya imza koyarak katkıda bulunmaya çalıştım. Umarım olumlu sonuçlanır. İnsanların biraz aklı başına gelir. Siyasi saiklerle hareket etmenin ne anlamı var. Bu konuda Güney Kıbrıs’tan da şahsen ben bir şeyler yapmasını bekliyorum. İki millet o kadar iç içe ki.

Kuzey Kıbrıs ile ilgili maalesef üzücü bir haberle yazımı sonlandıracağım. Hemen tüm Dünya televizyonları haber olarak geçiyor. Güzelyurt bölgesinde, Girne’ye de yakın yerlerde ciddi bir orman yangını vardı. Bu koronalı günlerde bir de bu tür afetlerle uğraşmaz inşallah güzel Kıbrısımız.

Ramazan Bayramınız kutlu olsun.