25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele kapsamında Çorum’da Eğitim-Sen’li kadınlar tarafından bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Eğitim-Sen kongresinin yapıldığı esnada Turgut Özal Konferans Salonu’nda bir açıklama yapan kadınlar, “Savaşa, erkek şiddetine, yoksulluğa karşı barışı,  hayatlarımızı ve haklarımızı savunuyoruz” mesajı verdi. 
Günün anlam ve önemine ilişkin hazırlanan basın metnini okuyan Nurcan Doğan, kadınların evde, işte, okulda, sokakta, sosyal medyada ve dijital platformlarda erkek şiddetine maruz bırakıldığını söyledi. 
2022 yılında 334 kadınının öldürüldüğünü kaydeden Doğan, “Sadece 2022 verilerine baktığımızda bile şiddetin hedefi haline gelen kadınların sayısının arttığını görüyoruz. Ama AKP-MHP iktidarı sorun çözmek yerine kadın düşmanı siyasetine ve nefret söylemlerine yenilerini ekliyor” dedi. 

kadın düşmanı 271123 (1)
“DÜNYANIN HER YERİNDE KADIN 
DÜŞMANI POLİTİKALAR ARTIYOR”
Açıklamasının devamında dünyanın her yerinde kadın düşmanı politikaların arttığına değinen Doğan, şunları söyledi:
“2010’lardan bu yana yükselişe geçen sağ popülist milliyetçi, aşırı sağcı parti ve koalisyonlarla kurulan hükümetlerin politikaları ve izledikleri siyaset, toplumsal cinsiyet karşıtlığını yaygınlaştırıyor. Karşımıza dikilerek “milli, yerel, geleneksel” değerlerden bahseden otoriter, popülist liderler, patriarkal kapitalizmin devamını sağlamaya yönelik çabalarını, kadını eve hapsetmeye yönelik politikalarıyla sürdürüyor.” 
“GAZZE’DE SAVAŞ VE 
SOYKIRIM SUÇU İŞLENİYOR”
Her 25 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da sınırları ve zamanları aşan kadın dayanışmasını ve Mirabal kardeşlerin 1960larda Trujillo’nun diktatörlüğünün devrilmesinde yol açan direniş ve mücadelesini selamladıklarını kaydeden Doğan, “Haftalardır İsrail’in Gazze’ye her geçen gün artan şiddetli saldırılarına tanık oluyoruz. Savaşta öldürülenlerin çoğunun kadın ve çocuk olduğunu üzüntüyle takip ediyoruz. Gazze’de savaş ve soykırım suçu işleniyor. İkiyüzlü devletler her zaman olduğu gibi, dünyanın her yerinde, Filistin’den Kuzey Suriye’ye kadınların bedenlerini savaş politikalarına alet ediyor, hayatlarını hiçe sayıyor. İçinde bulunduğumuz coğrafyada maalesef yalnızca bazı hayatlar kutsal sayılıyor” dedi.
“KADINLAR EVE MAHKÛM 
EDİLMEK İSTENİYOR”
AKP-MHP iktidar bloğunun, tekçi, gerici ve cinsiyetçi temeldeki toplumsal düzen tahayyülünü hayata geçirmek için toplumsal cinsiyet karşıtlığını kurumsallaştırmaya çalıştığını belirten Doğan, şunları söyledi:
“Baskı mekanizmalarını tümüyle seferber ederek kadın kazanımlarını zayıflatmaya, kadınları eve mahkûm etmeye ve kamusal alanda iradesizleştirmeye dönük politikalarına hız veriyor. 
Yıllardır sürdüğümüz mücadeleyle elde ettiğimiz en önemli kazanımlarımızdan biri, kadına yönelik şiddetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden doğduğu yaklaşımı üzerine inşa edildiği için oldukça önemli olan İstanbul Sözleşmesi bir gecede feshedildi. AKP bu yolla erkek şiddetini ve erkek egemen zihniyeti değiştirme yükümlülüğünü almayacağını açıktan duyurmuş oldu. Şimdi de 6284 sayılı yasayı tartışmaya açarak eril yargının nicedir süren cezasızlık politikalarını meşrulaştırıyor. Erkek şiddeti cezasız bırakılırken, kendi hayatlarını savunan kadınlar oldukça ağır cezalarla karşı karşıya kalıyor. 
Haklarımız ve hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz diyoruz. Sözleşme yeniden yürürlüğe girene, gereği yerine getirilene ve 6284 Sayılı yasa etkin bir biçimde uygulanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.” 
“HAYATLARIMIZA, HAKLARIMIZA 
VE EMEĞİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
“Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, yoksullaşmayı, bize dayatılan kimliklerle yaşamayı, güvencesiz- kayıt dışı çalıştırılarak sömürülmeyi, dünyanın bakımı da dahil tüm bakım yüklerini karşılıksız olarak yüklenmek zorunda görülmeyi, şiddet ve istismar tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz. Bu sorunlara çözüm üretecek politikalar yapılsın, kadına yönelik şiddetin tüm biçimleri ortadan kalksın istiyoruz. 
Kadınların eşitlik ve özgürlük sorunu çözülmeden siyasi, medeni, sosyal ve ekonomik haklara erişimden bahsedilemeyeceğinin altını çiziyoruz Varız! Diyoruz. Vardık ve var olacağız.” 

Editör: ÖMÜR SOYTEMİZ