Klasik Türk musikisinde çok sevdiğim Hüseyni makamı Anadolu kokar, yanık bir havası vardır. Daha çok halk ezgilerinde kendini bulur. Çıkıcı bir makamdır.

Hüseyni beşlisinin tiz tarafına bir Uşşak dörtlüsü eklenmek suretiyle yapılmıştır.

Andon’un peşreviyle Hüseyni’ye başlarım,

Fariğ olmam şarkılardan Hüseyni ile coşarım,

“Zeytin gözlüm sana meylim nedendir?” diyerek,

Hayal deryasına dalar, Hüseyni’de yaşarım…(Mehmet Özata)

Yıllardır sözleri Emrah’a, bestesi Fehmi Tokay’a ait şu Hüseyni şarkı dilimden düşmez.

Sabahları Özgürlük parkında yürüyüş yaparken Diyarbakır’lı şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın akrabası rahmetli dostum udi Bilsay Kadıoğlu ile bu şarkı ile Hüseyni faslına başlardık.

Tutam yar elinden tutam, çıkam dağlara, dağlara,

Bir yareli bülbül olsam, inem bağlara, bağlara,

Birin bilir, birin bilmez, bu dünya kimseye kalmaz,

Yar ismini desem olmaz, düşer dillere, dillere…

Ardından sözleri Siyami Özel’e, bestesi Nihat Adlim’e ait çok sevdiğim şu şarkıyı geçerdik.

Her seherde sen gelirsin aklıma, / Ufuklar çepçevre ağardığı zaman,

Bilsen nasıl çarpıyor kalbim, nasıl, anlatamam,

Sen karanlık geceleri severdin, simsiyah gözlerin vardı,

Sonra elveda dedin bir gün, bütün ümitlerim karardı, nasıl anlatamam…

Sonra Heybeli Ada’lı değerli bestekârlarımızdan Yesari (Solak) Asım Arsoy’un sözlerini yazarak bestelediği şu güzel Hüseyni şarkı ile coşardık.

Fariğ olmam meşrebi rindaneden, (Fariğ= Vazgeçmemek)

Yüz çevirmem nafile peymaneden (Peymane= Kadeh)

Bezmedikçe haleti mestaneden, ( Mestâne= Çakırkeyf hali)

Çıkmam Allah etmesin meyhaneden…

Ardından Bilsay Kadıoğlu üstadımın sürekli yanında taşıdığı meşhur musiki defterinden Bimen Şen üstadın çok sevdiğimiz ama bir türlü detone olmadan söyleyemediğimiz şu muhteşem şarkıyı okumaya çalışırdık.

Durmadan aylar geçer, yıllar geçer, gelmez sesin,

Hasretin gönlümde lakin kim bilir, sen sen nerdesin?

Sızlayan kalbim benim ister misin her dem desin,

Hasretin gönlümde lakin kim bilir, sen nerdesin?

Osmancık’lı mimar arkadaşım Selim Çatal’ın konservatuvar giriş sınavında bestekârı

Münir Nuretttin Selçuk’un huzurunda söylemeye cesaret ederek sınavı kazandığı çok sevdiğim şu Hüseyni şarkı ile sabah konserini bitirirdik.

Bu güzel şarkının bestesi Münir Nurettin Selçuk, sözleri ise Padişah 1. Mahmut’a aittir.

Varalım kuy-i dilâraya gönül hu, hu diyerek, (Kuy= Köy, Dilâra= Gönül çeken, güzel)

Kokalım güllerini gonca-ı hoş bu, bu diyerek,

Şerbeti lâli hayali bizi öldürdü medet, (Lâl=Dudak)

Gidelim kuyine yârin bir içim su, su diyerek..

BİLGE BAADDİN’DEN SEÇMELER

1-Yılbaşı kutlamaları batıya özenmekmiş! Öyle ya Iphone, Samsung, bilgisayar, kredi kartı, Mercedes, Audi hepsi Medine malı!

2-TRT’in belgesel kanalında sürekli Afrika’lı aç ve sefil insanların ve çocukların hayatları hikâye ediliyor. Yani diyorlar ki, “ Beterin beteri var, halinize şükredin!

3-Biri eğer gözlerini senden kaçırıyorsa, bil ki o gözlerde sana ait bir şeyler vardır.

4-İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli, kitap okumalı, spor yapmalı, bir kaç mantıklı cümle söylemelidir.

5-Kadınlar duyduklarına aşık olur, erkekler ise gördüklerine. Bu yüzden kadınlar sürekli makyaj yapar, erkekler ise maalesef hep yalan söyler.

6-Türkiye’de boyalı magazin basını tam bir felaket. “Kız bikinili pozlarını paylaştı, beğeni butonu çöktü.” Yalanın ve abartının böylesine de pes!

7-Arkadaşlarınızı tanımak için başarı ve üzüntü testinden geçmeniz gerekir. Başarıda arkadaşlarınızın sayısını, üzüntüde ise kalitesini öğrenirsiniz. (Konfüçyüs)

8-İktidardan daha zengin değil, daha şerefli ayrılmak gerekir. (İsokrates)

9-Konuşmadan önce düşün ki, konuştuktan sonra düşünmeyesin. (Shakespeare)

10-Görünüşünüz neye benzerse benzesin, nezaket sizi dünyanın en güzel insanı yapar.

5 Ocak 2022