(Tam 10 yıl öncesinden bir yazı. 10 yılda neler değişmiş bir nostalji yapalım bakalım…) 04/03/2002

Her ay aynı tiyatro da aynı oyun sergileniyor. İller bankası şu kadar para gönderdi, Sayın Arif Ersoy'un girişimleriyle yeniden şu kadar daha para geldi haberlerinden bıktık. Utanıyoruz! Ayıp denen bir şey var

Bayındırlık ve İskân Bakanı Prof. Dr. Abdulkadir Akcan Şubat ayında Çorum Belediyesine 506 milyar tahakkuk etmiş. Bunun %87'si kesilerek 65 milyar gönderilmiş. Sonra ricalar, minnetler, teşekkürlerle 75 milyar daha lütfetmişsiniz. (Önce Şunu hemen belirteyim ki; hiç bir hükümetin hiç bir bakanın tahakkuk eden paranın %50'sinden fazlasını kesme yetkisi olmamalı.) Kimin parasını kime vermiyorsunuz?

Bakan talimat vermiş, İller Bankası Genel Müd. Vek. Şahin’de 75 milyar daha vermiş. Sanki hayrına vermiş. Kurban bayramına 2 gün kala 1.200 personeli olan bu belediye çalışanlarını, bu insanları esnaftan ödünç para istemeye nasıl mecbur ediyorsunuz, (Hani esnafta da ödünç para verecek çok para koydunuz ya!) kapı, kapı dolaştırıyorsunuz?

Benim göbekten bağlı olduğum bir parti yok. Onun için çok rahat yazıyorum. Sizin partiniz MHP, seçildiğiniz il Afyon. O memleketin borcundan da %87 kesinti yaptınız mı? Hangi ilden ne kestiniz, lütfen bir liste gönderinizde bizim de yüreğimize bir soğuk su serpilsin. Allah biliyor ya, ben bu işte hiç de adil davranılmadığı kanaatindeyim.

İktidar partili Belediyelere büyük kolaylıklar, hatta kıyaklar çekildiğini düşünüyorum. Çorum halkı da böyle düşünüyor. O bakımdan bu liste biz Çorumlular için önemli! O listeyi Pazartesileri yazdığım Çorum gazetelerindeki köşemde yayınlayacağım. Adaletli bir iş yapılmışsa sizden hem özür dileyeceğim, hem de Türkiye adına bir şeylerin düzeldiğine inanarak çok ama çok sevineceğim.

Bağkurlunun çilesi: Millet sokaklarda, sabahın köründe sokaklarda kuyrukta. O parasıyla aldığı ilacın parasını devletten almak için gün alacak. Eczacılar niye ilaç vermiyorlar? Devlet onlarla anlaşmayı yapmış Vatandaş oradan ilacını almış parayla, Devlet borcunu vermez. Aylarca uzatır. Aynı Eczane sigorta primini, vergisini, elektriğini yani borcunu bir gün geç ödese %.?.ceza, elektrik kesildi ise bağlatma parası v.s.

Bu kadar eza, cefayı millete nasıl layık görür bu devlet anlayamıyorum. Gerçi bize de yakışır. Senede iki üç karne doldurup, ilaç yazdırılırsa, evde varken bir daha bir daha alınırsa miadı dolunca çöpe atılırsa olacağı bu.

Hükümetler halka hizmet için vardır. Bizde halk hükümeti ayakta tutmak için cebinde ki son kuruşuna kadar onlara verip bazılarının da aç bile yatması için vardır. Bu memleket Arjantin olur olmaz lafları ediliyor. Bunları konuşuyorsak, bunları yazıyorsak çok ama çok yazık.

Neden Türkiye Arjantin olmaz Şunu hükümetimiz bilsin: 1-) İki de bir paraları keyfi olarak kesilen Belediyelerin fakir fukaraya yardımından.  2-) Bu asil milletin aç açığım demeye ar ettiğinden. 3-) Zekat müessesesinin Türkiye' de hala çok iyi çalıştığından.

Yine 20 Şubat 2002 Çorum gazetelerinde bir haber; sağlık Müd. Dr. Mümtaz Erdoğan,"DİYALİZE yakıt verildi. Bu ünitede soğuktan donan hastalar artık üşümeyecek" diyor. Sayın müdür incelemiş uyarmış hayrına yakıt göndermiş.

Burda bir hafta, belki daha uzun zamandır hasta, biçare insanları orada üşütenlerden Sayın Valimiz hesap sormayacaklar mıdır? Sormalıdır. Her zaman söylüyorum, bir daha yazıyorum. Kim olursa olsun, hangi mevki de olursa olsun suyu getirenlere bir teşekkür, testiyi kıranlara en az yazılı ihtar verilmelidir. Yoksa suyu getirenler bu gün Türkiye'de olduğu gibi her gün biraz daha azalırken testiyi kıranlar her gün çoğalır.

Benim anladığım kadarı ile bir millet IMF kapısına düştü ise yandı oğlu yandı. Bizi bu kapıya muhtaç edenleri  (30 sene öncesi dahil)  ne Allah affeder nede millet. Hele birde o kapıya bizim gibi boks maçı yapmış, ringden sopa yemiş boksör gibi gidersen adam senden neler ister neler. Borçlu musun, o müesseseden yine borç mu istiyorsun? Adamın sırtındaki ceketi bırak, ayağında ki ayakkabıyı çorabı soyarlar, yolun sonunu gösteriverirler.

IMF eşittir Amerika değil mi? Şöyle adamın karşısında gümbür, gümbür, "Sen bana bir şey vermiyorsun, hem de faizle bile. Ben sana toprağımda üs, isteyince asker veriyorum. Irak savaşında ki vaatler, Afganistan savaşında ki vaatler hani nerede?”

Sayın Ecevit Amerika'ya gidince, Sayın Bush şunu vaat etti bunu vaat etti. İhraç ettiğimiz mallara kolaylık gelecekti. Kotalar kalkacaktı. Şimdi bir bir bu sözleri çürütüp eski halimize dönüyoruz.

Adamın birinin bir çocuğu varmış, Azrail (a .s.) gelmiş;" Sana bir çocuk daha vereceğim" demiş. Adam; "Elimdekini alma, ben senden bir şey istemiyorum" demiş. Bunlar bir şey verecekleri zaman 10 katını almadan günahlarını vermezler. Bunu bilelim.

Saygı ve sevgilerimle.