Dün bir rüya gördüm hocam.

Aksakallı, nur yüzlü dede geldi yanıma.

Elini öpmeye yeltendim, vermedi elini.

“Uzak dur, günahkar zındık” diye azarladı beni.

“Neden günahkarım dede” diye sordum.

“Sadece sen değil, hepiniz, külliyen günahkar ve haramzadesiniz” diye haykırdı.

“Yediğiniz, içtiğiniz her şey haram. Yürüdüğünüz yollar bile”

Dehşete kapıldım hocam, cennet hayallerim tepe taklak oldu…

“Cennetlik olduğumu düşünüyordum dede…”

“Cennete gitmek kim, siz kim”

“Neden dede? Yetim hakkı yemedim, kazancıma haram katmadım…”

“Sen öyle san, emekli aylığını nereden alıyorsun?”

“Devlet hazinesinden”

“Hazine dediğin vergilerin toplandığı bir havuz değil midir?”

“Evet dede. Ama havuz problemi sorma sakın, hep nefret ettim bundan”

“Bu havuz nerelerden gelen paralarla doluyor, hiç düşündün mü?”

“Kazanan insanların kazançlarından ya da hizmet karşılığı alınan vergilerden herhalde…”

“Bu havuza kumar, fuhuş, şans oyunları, rüşvet, faiz gelirlerinden alınan vergiler karışmıyor mu? Senin maaşın, yürüdüğün yol, ibadet ettiğin camiler, ardında namaz kıldığın imamın maaşı,  hacca giderken binilen uçaklar, yaşamsal önem taşıyan daha birçok şey bu havuzdan finanse edilmiyor mu?”

“Ama dede…”

“Aması, maması yok bu işin, havuz kirlenmişse, bu havuzun suyundan içen herkes de kirlenmiştir.”

“Yapma dede…”

“İşine gelmedi değil mi?”

“….”

“Sadece senin gibiler değil, ‘ tanrının emirlerini yerine getirdik, ibadetimizi aksatmadan yapıyoruz’ diye kasım kasım kasılanlar, cenneti çantada keklik görenler de hüsrana uğrayacaklar…”

“Ne yaptın dede? Tek hayalimiz, umudumuz öteki dünyada cennete girme beklentimizdi, bu yüzden ağzımızdan lokmamızı alanlara ses çıkarmadık, tokat atana öteki yüzümüzü çevirdik, bir sürü yoksunluklara göğüs gerdik, ‘ nasılsa öteki dünyada cennete gideceğiz, bu dünyada cehennemi yaşasak da olur’ deyip katlandık.

Yıktın bütün hayallerimizi dede!”

İşte böyle hocam, bu rüyadan sonra dibe vurdum, nasıl toparlanırım bilmem…”

Tüm bunlar bizim suçumuz mu hocam, yoksa helal kazancımıza haram katılmasına göz yumanların mı?

Oysa en dini bütün insanları getirdik başımıza, bizi günahtan, haramdan korurlar, günah ve haram bataklıklarını kuruturlar diye… Öyle demişlerdi ve hala öyle diyorlar…

Yanıldık mı hocam, kandırıldık mı yoksa?

Tövbe edip dağ başında yaşasam, susuzluktan kavrulsam da o kirli havuzun suyundan bir yudum bile içmesem cennetin yolu açılır mı hocam?

Küçük bir ışık göster hocam…

Ah, dede ah!

Bütün yaşama ve katlanma nedenlerimi çöpe attın, tutunduğum tek dalı da kırdın…

Bu dünyada da öteki dünyada da cennetsiz kalma umutsuzluğu, çok yaşatmaz beni hocam…

Ah dede ah!