Türkiye 2015 yılında çok önemli bir seçim daha yaşayacak. Gerçi siyasiler her seçim için aynı söylemleri tekrarlarlar. İşte bu seçim ülkemiz için hayati öneme sahip, şöyle önemli böyle önemli…Açıkçası seçim demokrasinin olmazsa olmazı. O yüzden her seçim mutlaka önemlidir.
Haziran seçimleri öncesinde bugünden itibaren bazı hareketler başladı gibi. Bu gün İdris Bal’ın kuracakları partinin müracaatını yaptığı yazılıp söyleniyor. Geçen gün CHP’den Emine Ülker Tarhan’ın istifasının ardından bazı söylentiler dile getiriliyor. Çok profesyonel bir siyaset adamı olmasak da yaklaşık yarım asırdır güncel politikayı basından izlemeye çalışan bir siyaset meraklısı olarak durum değerlendirmesi yapmayı kendime bir hak olarak görüyorum.
Öncelikle olay şu: Şimdiye kadar partisine, liderine kızan, onunla ters düşüp parti kuranlar pek başarılı olamadı. Örnekleri son 50 yıldan verecek olursak, örneğin rahmetli Turan Feyzioğlu’nun Cumhuriyetçi Güven partisi 70’li yıllarda belli bir milletvekili çıkardı ama, o yılları Karaoğlan efsanesi sildi süpürdü. Oysa, rahmetli Feyzioğlu bir efsane idi. İyi bir bilim insanı, gelmiş geçmiş siyasi hayatımızın bekli de en değerli hatiplerinden birisiydi. Buna rağmen olmadı. Bir iki seçim sonrası sular yine ana mecraında toplandı.
Yine çok değerli bir siyaset duayeni Ferruh Bozbeyli, Demirel ile ters düştü. Demokratik Parti’yi kurdu. İlk seçimde 40’ın üzerinde milletvekili alarak Adalet Partisi’ni böldü. Yine bir iki seçim sonra sular mecraında toplandı.
Bir diğer örnek rahmetli ECEVİT. Tam da bugün O’nun ölüm yıldönümü. Kendisini rahmet ve minnetle anıyorum. O’nun konuşmalarını hep hayranlıkla izlemişimdir. 70’li yıllarda CHP’yi şaha kaldıran O’dur. Ancak, 80’li yıllara doğru Türkiye’deki çalkantılar, partideki kargaşa Onu da yeni parti kurmaya sevk etti. Kurduğu DSP, zaman geldi eridi.
Özetle bir çırpıda verdiğim bu örnekler hafızalarda en taze olarak bulunanlar. Şimdilerde de 12 yıllık iktidar partisinden koparak parti kuranlar var. İdris Bal, müracaatını yaptı ve partinin ismini bile açıkladı. Umarız akıbeti yukarıda anlatılanlara benzemez.
Bu aşamada beni iktidar partisinin durumu değil de muhalefet daha çok ilgilendiriyor. Dün Emine Ülker Tarhan, bugün bir başkası, yarın birileri. Muhalefet partilerinden koparak kurulan partilerden başarı beklenir mi? Hayır. Bunlara en doğru cevabı da rahmetli Ecevit’in mezarı başındaki imam verdi. Gün bölünme günü değil. Bir araya gelin, birlik olun, barışın dedi. Ne güzel bir söz.
Yoksa kaç seçim kaybetmiş bu ana muhalefet ve diğer muhalefet MHP’nin mevcut kadrolarıyla Haziranda da bir şeyin değişmeyeceği görünüyor. Bunlar iktidar olacağız derken kendileri bile buna pek inanamadıkları için sesleri titriyor. Kimseyi de heyecana getiremiyor. Son zamanlarda Muharrem İnce’nin ilk defa Ecevit’ten sonra beni heyecanlandırdığını belirtmeden edemeyeceğim. Yine ben, Demirel’in ve Ecevit’in iktidara geliyoruz dediklerinde dağları taşları titrettiklerini biliyorum.
İyi de ne yapalım? Türkiye’de ne yaparsanız yapın iktidarı ele geçiren bir AKP var. Bu çok iyi analiz edilebilir. Bu oylarda efendim üç kuruşa köle gibi çalıştırılan madenciden tutun kimlerin hakkı var denebilir. Şu denir bu denir. Ama, vatandaş veriyor oyu. Demokrasi diyorsan kabul edeceksin. Sen kendine bakacaksın.
Bir güç birliğinden söz ediliyordu. Parti küskünü kızgınının peşine düşmenin bir manası yok. Kaç yıldır güç birliği platformu adı altında toplantılar yapıldı. Herkesin buraya omuz vermesi lazım. Sloganları da bana göre çok inandırıcı idi. AKP’ye kızdık, birleştik, parti kurduk değil. Kılıçdaroğlu ile Bahçeli ile bu işin yürümeyeceğini anladık parti kurduk olayı değil.
Ülke elden gidiyor. Birileri bizi dönülmez felakete götürüyor. Türkiye Cumhuriyeti geçmişte hiç bugünkü kadar tehdit altında kalmadı. Cumhuriyet yok ediliyor. Laiklik ayaklar altında. Çocuklarımızı bebeklik kundağından çıkardıktan sonra tesettüre sokacağız. Adam, cemaatçi olmak suç mu? Son derece doğal bir hak diyor. Bununla ben üniversitede yan yana bilim yapıyorum. Öğretim birliği yasası kaldırıldı. Atatürk zihinlerden silinmek isteniyor. Daha neleri sayalım? Yazmaya kalkarsak yazı bunlarla dolar. Kısaca ülkemiz bölünme tehlikesiyle karşı karşıya diyeceğim de o da saçma bir söz zira, bölündü zaten.
Böyle zamanda siyasi gücü olanlar bir araya gelmeyecek de ne zaman gelecek? Haydi Demokratik bir güç platformu oluşturalım. Ortak noktamız Atatürk, Cumhuriyet, laiklik, aydınlık Türkiye ideali olsun. İnsanları ve meydanları heyecana getirelim.