Radyoda güzel bir müzik parçası çalıyor, sözleri şöyle, “…üç günlük bu ömrümde bir gün bile gülmedim/ Üç günlük şu gençliğimin bir gün bile sefasını sürmedim…”
Gözlerinin içi gülmüyorsa, ağzından bal akmıyorsa, güller gibi kokmuyorsan, yavrum, kuzum demiyorsan, yaratılanı yaratandan ötürü sevmiyorsan hatta ölçülü olarak yüze gülmeyi bilmiyorsan olacağı budur.
Sabrın yoksa bir kez bile gönül yıktınsa, kötülükleri unutamıyorsan, hep iyi ve iyiliklerden bahsetmiyorsan, en önemlisi affetmiyorsan olacağı budur.
Özür dilemeyi bilmiyorsan, kendini yargılamayı, sorgulamayı bilmiyorsan. Hep suçu başkalarında arıyor, “benimde bu işte suçum olabilir” diyemiyorsan, tek taraflı kötülük ve iyiliğin olmayacağını bilmiyorsan olacağı budur.
Bir söyleyip iki dinlemiyorsan, insanlara kıymet vermiyorsan, insanları sayıp sevmiyorsan, gücün nispetinde insanlara, kendine yardım etmiyorsan, bunun için tasarruf edip 3-5 kuruş bir kenara atmıyorsan olacağı budur.
İnsan kalbi billur kâse/ İnsanı kırıp incitmek niye?
Dilini kullanamıyorsan ustaca, nefis denen canavar da senden önde ise işte olacağı budur.
Hastaları, komşuları, akrabaları, ziyaret etmiyorsan, sofrada fakir fukara bulundurmuyorsan, tevazu sahibi olmuyorsan, hoşgörülü değilsen, ne olduğumuzu, ilerde ne olacağımızı ve nerede nasıl öleceğimizi bilmediğimizin en büyük nimet olduğunu bilmiyorsan, ilerde olacakları sadece Allah’ın bilebileceğini kafana beynine kazımıyorsan, falcılardan, uyduruk hocalardan medet umuyorsan olacağı budur.
İnsanların emeğinin karşılığını vermeli, emrinde olan insanlara iyi muamele edip onlara karşı hoşgörülü olmalı. Sabrın sonunun da selamet olduğunu unutmamalıyız.
Şartların bize uymayacağını bilip ona göre davranmamız lazım. Bulunduğumuz şartlarda mutlu olup ona göre hareket etmeyi ve ona göre planlar yapıp, ona göre şartlar oluşturmayı öğrenmemiz gerekiyor.
Tavır koymaların, gönül yıkmaların insanların arasındaki dayanışmayı, birlik ve beraberliği zedeleyip bozacağını bilmemiz lazım.
İç dünyamızla dış görünüşümüzün birbirini tamamlaması lazım. Yalan ve riyadan uzak olup kimseyi kandırmamak lazım. Zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah’ının var olduğunu bilmemiz lazım.
Bedduaların, duaların kabul edildiği anlar ve diller olduğunu bilmek lazım.
Sözün özü gülmek için güldürmek, sefa sürmek içinse sefa sürdürmek lazım olduğunu bilmek lazım efendim.