Geçen sene bana çok akademik gelen Aşiyan Musiki Merkezinden ayrılarak
Fikret Karahan Sevgi Musiki Topluluğuna katıldım.
Yıllarca bu köşede, çok sevdiğim Sevgi Musiki Topluluğu konserlerini defalarca yazdım. Hatta bir konserinde de sunuculuk yapmıştım. 
Şefimiz kemani Fikret Karahan (88), 12 Ocak 2013’te Hakk’a yürüyünce, topluluk hocamızın hatırasını yaşatmak için Fikret Karahan Sevgi Musiki Topluluğu adını aldı. 
Fikret Karahan Sevgi Musiki Topluluğu, yaklaşık 15-16 yıldır İstanbul’da musiki cemiyetlerinde gönül ikliminden tanıdığım musikişinas güzel insanlardan oluşuyor. 
Şefimiz Tevhid Acar, yıllarca Kadıköy Musiki Derneğinde Başkanlık, koristlik ve solistlik yapmış karizmatik ve çok deneyimli bir müzik adamı. 
Topluluk olarak 6 Kasım Çarşamba günü saat 20,00’de Kadıköy Evlendirme Dairesinde Atatürk’ün sevdiği şarkılardan oluşan bir konser vereceğiz. 
Davudi sesli güzel insan Ercan Dirikan’ın sunacağı konserde, Atatürk’ün çok sevdiği,
Neydin sen güzelim dün gece neydin, Seni herkesten kıskanıyorum, Cana rakibi handan edersin, Mani oluyor halimi takrire hicabım, Şahane gözler şahane, İzmir’in kavakları, Estergon kalesi, Çökertme, Vardar ovası, Kırmızı gülün ali var, Dağlar dağlar viran dağlar adlı şarkıları okuyarak aziz Ata’mızın ruhunu şad edeceğiz. 
Ayrıca, İç Mimar Dilruba Karakapıcı ve İnşaat Mühendisi Hakkı Karakapıcı kardeşler Atatürk’ün çok sevdiği Harmandalı ve Kerimoğlu zeybeğini karşılıklı oynayarak konsere ayrı bir renk ve estetik katacaklar. 
O tarihte İstanbul’da olacak Çorum’lu müziksever hemşehrilerimi bekleriz.
Osmancık’lı Mimar Selim Çatal’la Üsküdar Musiki Cemiyetinde ziyaretine gittiğimiz Âmir Ateş hocam, Kanuni zamanında yaşayan Dede Ali Şir-i Ganî’nin Nühüft makamındaki ilâhisinden ; 
Musiki denilen nutk-ı ilâhi, 
Bir engin denizmiş, nâ mütenâhi”…(uçsuz, bucaksız, sonsuzluk)
beytini okuyarak, uçsuz bucaksız musiki deryasında gönül tellerimizi titretmişti.. 
Musiki, bir hissi, bir düşünceyi ve insanları derinden etkileyen bir olayı ifâde etmek amacıyla ölçülü / ahenkli seslerin belli bir sanat anlayışı içerisinde,  estetik bir şekilde bir araya getirilme sanatıdır.
Türk musikisinde yaklaşık 450 makam olduğu söylenir.  Ben en çok Saba, Uşşak, Hüseyni, Rast, Kürdilihicazkâr, Hicaz ve Muhayyer Kürdi makamlarını severim. 
Yesari (solak demektir) Asım Arsoy’un Saba şarkısı ;
Seni herkesten kıskanıyorum, 
Kalbimi yaktın, ahhhh.. yanıyorum,
Yüz bin aşıkın var sanıyorum, 
Kalbimi yaktın, ahhhh.. yanıyorum… beni halden hâle sokar.

Nihat Adlim’in Hüseyni makamındaki;
Her seherde sen gelirsin aklıma,
Ufuklar çepçevre ağardığı zaman,
Bilsen nasıl çarpıyor kalbim, nasıl anlatamam! 
adlı şarkısı bir başka aleme götürür beni. 
Bir zamanlar musiki sevdamı şöyle dile getirmiştim.
Hayatı besteledim Uşşak makamında, 
Acı çektim, ağladım Hüzzam makamında, 
Aşk ile, meşk ile gezindim şarkılarda, 
Yoruldum karar kıldım Saba makamında… (Mehmet Özata)