Cumhuriyet Halk Partisinin 34’üncü Olağan Kongresi yapıldı. Hemen memnuniyetle belirtelim ki, siyasi bakımdan oldukça karamsar olduğumuz bir zamanda yüreklerimize birazcık olsun serinlik, rahatlık geldi. Karamsarlığımızın nedeni 10 yıldan fazla ülkeyi yöneten AKP’nin her geçen gün Cumhuriyet’in temel değerlerini ve kurumlarını yok etmesi karşısında ciddi bir sesin ve muhalefetin olmayışı idi. Yandaş medya ve Emin Çölaşan ustanın tabiriyle onun goygoycuları elbette ileri- geri kongre sonuçlarını yorumlayacaklar. Onlar ne söylerse söylesinler, kanaatimce CHP, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi umudun ve ümidin partisi olarak yoluna devam edecektir.

Kongrelerde ufak tefek restleşmeler, karmaşalar olağandır. Bu açıdan bakıldığında Atatürk’ün Partisi, Cumhuriyeti kuran bir parti olarak şanına yakışır bir kongre yapmıştır. Kılıçdaroğlu’nun partiyi eski hastalıklardan kurtaracağını söylemesi de manidar. Ülke elden gidiyor. Bazıları rahmetli Ecevit’e yaptıkları gibi hizipçilik peşinde. Gün dayanışma günü. Gün omuz omuza verme günü. Yarım asra yaklaşan süredir bu partiye gönül vermiş, umut bağlamış bir aydın olarak partimin kavgalarla, çekişmelerle ve hiziplerle boğuşmasına asla tahammülüm yok. Hemen her gün, ülke sorunlarına çözüm öneren, sorunların çözümü için somut projeler üreten bir CHP görmek bizim hakkımız. Nitekim bu yolda ilerlediğini memnuniyetle görmekteyiz.

CHP uzunca bir süredir kendisini besleyen halk katmanlarından uzak kaldı. Sosyal Demokrat, sol bir parti olarak onun söylemleri başkalarının ağzına düştü. Bu söylemler doğru söylemek gerekirse onların ağızlarına yakışmıyor. Açılım adı altında lanse edilen hususların hepsinin altının boş çıktığını kısa sürede yaşayarak gördük. Ben bu ülkede Kürt sorununu da Alevi sorununu da CHP’nin çözeceğini düşünüyorum. Bunları ancak laikliği özümsemiş bir parti çözer. Hali hazırda uygulanan politikaların insanları ayrıştırmadan, ayrışmaları daha da derinleştirmeden başka bir işe yaramayacağını düşünüyorum. Bu satırları okuyanlar “iyi söylüyorsun da çözümün nedir?” diyeceklerdir. Kuşkusuz bir köşe yazısında bunları detaylı incelemek olanaksızdır. İşte CHP bunlara somut çözümler üretmelidir.

Farklı sayı ve çeşitte etnik ve dini grupları bünyesinde barındıran sadece bizim ülkemiz değildir. Başta ABD olmak üzere Avrupa’da çok sayıda ülke farklı din, mezhep ve etnik grubu bir arada tutuyor. Ulusal  bütünlüklerini ve birliklerini korumak suretiyle insanları aynı dil, aynı bayrak altında bir arada yaşatıyor. Herhalde bizim yapmamız gereken de bu olsa gerek.