(13 Yıl öncesinden bir yazı...)
TV' deki açık oturumlarda konuşuluyor, tartışılıyor, bizim 2002 bütçemiz Avrupa Birliğine üye bir ülkenin eğitime, sağlığa (askeriye hariç) ayırdığı harcamanın onda biri kadarmış. Bu kafayla bu yönetim biçimiyle idare edilirsek bu oran daha da açılacak. 3-4 yıl sonra memurun, KİT’lerdeki işçinin, ordudaki subayların maaşlarını veremeyecek duruma geleceğiz.
Açık oturumlara dikkat ediyorum, benim yukarda çizdiğim gibi hep kapkara tablolar çiziyorlar. Tenkit ediyorlar, çözüm üretmiyorlar. Bundan şöyle kurtuluruz diye düşüncelerini de söylemiyorlar. Ben âcizane fikrimi belirteyim. Senelerdir söylüyorum ve yazıyorum. KDV düşürülmelidir diye. KDV nedir? (Katma değer vergisidir.) Niçin konmuştur? Kayıt dışı ekonomi kalksın diye. Oranlar yüksek olduğu için de tamamen tersi olmuştur.
Bizim beyefendiler, hemşehrimiz Şükrü Kızılot ve Sabah gazetesinin ciddi uyarıları ile yeni uyanmaya başladılar. Güdük olarak da düştü. O da holdinglere yarayan bir şekilde.(Asıl ilaçta, inşaat malzemesinde ve yiyeceklerde indirim yapılmalı idi.)
1- KDV %1-2-3'ten fazla olmamalı. İlaçta %1,diğer ithal lüks mallarda ise %25 olmalıdır. Yapılan 45 günlük ve sadece beyaz eşya ve arabadaki %26'dan %18'e indirilmesi kendimizi aldatmaca ve "düşme zarar verdi, vergiler azaldı" tezini savunmak için yapılan bir tuzaktır! Bunlar hep IMF tuzakları. Bunlar bu memleketi batırma tuzağı. Bu yabancılara bu kadar göbekten bağlanmayınız. Vermesinler 5-10 milyar doları. Türkiye'yi şöyle bir kıpırdatalım, bu paraların daha büyüğü kendimizden meydana gelir. Sadece zeytin ve zeytinyağından bir mevsimde 3-5 milyar dolarlık fazla verim almak mümkün. Ağaç sayısı da kısa zamanda iki katına çıkartılabilir, bu artıştan meydana gelen 5 milyar dolar da iki katına çıkar.
Tekstilde ve hazır giyimdeki gümrük ve ithalata tanınan kolaylık ihracata tanınsa ihracatın 10 milyar dolar artacağı söyleniyor. Biz de inanıyoruz.(Bu konuda dünyanın en büyüklerinden biriyiz.) Bir milyon istihdamın 3 ay gibi kısa zamanda açılabileceğini sektör yetkilileri anlatıyor.
2- Üretim, verimli üretim sağlanmalıdır. İhracatçıya prim verilmelidir. Gümrüklerde kolaylık sağlanmalıdır.
3- Devlet çiftçiye yön vermeli, soğan çöplüklere dökülmemeli. Patates kapılar çalınarak maliyetinin altında satılmamalı. Şeker pancarının ekimi lazım olduğu kadar ve hakça yapılmalı. Hele, hele tütün para ödenip yakılmamalı. Bunlar hariç her yiyecek iki katı üretilmelidir.(Bu mümkündür. Ayıpların ayıbını yapmamalı, ayçiçeği yağının işlenmemişi ithal edilip, sonra da rafine edilerek kendi malımız gibi satılmamalıdır.)
4- Askerlik önce 17 aya, sonra birer ay aralıklarla 16 aya, sonra 12 aya kadar indirilmelidir. Bu, ordumuzun ilerdeki gücü ve selameti ve de subayların maaşlarını düzgünce alabilmeleri için gereklidir. Orduda asker sayısı azaldıkça bizim ordumuz daha da kuvvetlenir. Türkiye'de herkes askerdir. Harp süngünün ucunda kazanılır. Gaziliğe, şehitliğe iman eden dünyada 2-3 devlet var. Diğerlerinin ordusundan ordu olmaz.
5- Her türlü devlet israfı önlenmelidir. Devlet fil olmuş, ne versen yutuyor. Hiç bir şey üretemiyor. Özelleştirilme işi çok hızlandırılmalı. İyi işletecek ve istihdamı çoğaltacak firmalara çok ucuza hemen verilmeli.
6- Devletteki resmi arabalar hani satılacaktı? Hükümetin gücü bunu yapmaya yetmedi mi? Hükümet neden alınan kararları uygulatamıyor acaba? Lojmanlar, tatil kampları öncelikle kapatılmalı ki buralardan istifade edenlerin ümidi kesilmeli. Ocak ayında hemen ucuz pahalı satılmalı. Özel sektörün eline geçmeli. Önümüzdeki mevsim onlar açmalı. Herkes parasına göre uygun yerlerde tatil yapmalıdır. Yoksa kalburüstü insanlar, parası olan devletin yüksek maaşlı adamları aylarca asgari ücretten vergi keserek buralarda onların (asgari ücretlinin) kesesinden keyfi sefa sürmemelidir. İki dini, bir milli bayram yapılmalı, yılda 3 bayram olmalıdır. Türkiye tatil cenneti olmamalıdır.
7- Önce güven deniyor. Her şeyin başı güven, güven tazelenmeli. Milletvekili sayısı en çok 400, bakan sayısı 20'ye indirilip, iş işten geçmeden seçim en kısa zamanda yapılmalıdır. Bu en başta meclisteki milletvekillerinin hayrınadır. Sonra da milletin hayrınadır.
8- Vergi oranları düşürülmeli, KDV düşürülerek vergi gelirleri artırılmalıdır. Böyle kısa dönem için KDV indirimi yarar yerine zarar verir. Ve bunun vereceği gösterge de doğru değerleri yansıtmaz. (Dünyada bu böyle tatbik edilmektedir.)
9- Sanayiciye güven ve istihdam yaratanlara güvence, kolaylık ve yardım sağlanmalıdır. İşyeri açanlar, istihdam yaratanlar dünyaya geldiğine pişman edilip, 2 yıl sonra iflas ettirilmemelidir.
10- Yurt dışındaki işçilere hakiki güvence verilip paraları Türkiye'ye getirilmelidir.
11- Amerika'ya ben seni destekliyorum sen de beni destekle denmeli. Bunun bizim kadar onların da menfaatine olduğu anlatılmalı ve öğretilmelidir.
12- Her yıl iç ve dış borç mutlaka azaltılmalıdır. Yoksa vergi gelirlerinin yarıdan fazlası faize verilerek bir yere gelinmez.
13- Güvenilir 8-10 kişilik bir ekip başkanlığında (politikaya hiç bulaşmamış) halktan 1 aylık geliri istenmeli. Bu 4 taksitle alınmalı. Yurt dışında bir bankaya yatırılıp günü gelince bu para onların talimatıyla borçlara yatırılmalıdır. Bunun kurtuluş olacağı, sonrasında herkesin gelirinin artacağı halka iyice anlatılmalıdır. Böylece bu yanlış reçeteden ve IMF'nin dayatmalarından mutlaka kurtulunmalıdır.
Hükümet şunu yaptım bunu yaptım diyor. Tabi ki yapacak. Hükümetler mazeret değil iş üretmelidir. Bir işyeri açmak için 172 yerden imza alma, aylarca uğraşma işini bile azaltamadılar. Çoğalttılar.(Eskiden gazeteler 160 yerden imza alınıyor diye yazıyordu.) Önümüzdeki Pazartesi yazımın başlığı affınıza sığınarak,"İŞSİZLİK NASIL BİTİRİLİR" olacak. Ve bazı önerilerim olacak. Vatandaşlar düşüncelerini yazmalı ve ilgililere postalamalı. Ben öyle yapıyorum. Dört gün önce giren Ramazanı şerifiniz hayırlı ve mübarek olsun.
Saygı ve sevgilerimle.
19/11/2001