1-Baba : Ben böyle yaramaz, söz dinlemez çocukla uğraşamam. Uslu, söz dinler, iyi huylu, çalışkan, kibar çocuk isterim…
Turgut: Peki ama baba, annem bu kadar çocukla nasıl başa çıkar?
2-Minik kız elinde karnesiyle eve gelmiş. Babası karneye bakmış hepsi pekiyi. Ama öğretmen karnenin altına şöyle bir not yazmış: Çok akıllı bir çocuk fakat derste çok konuşuyor. Bunu nasıl engelleyebiliriz? Baba karneyi imzalamış ve öğretmene bir not yazmış. Çözümünüz varsa lutfen paylaşalım. İşe yararsa ben de annesine uygularım.
3-Baba, ressam mı olsam, şair mi? Ressam ol kızım, ressam. Ama baba, daha hiç resmimi görmedin ki? Resmini görmedim ama şiirlerini dinledim.
4-Baba sen ne kadar zayıfsın? Seni gören evde kıtlık var sanır…
Haklısın oğlum, seni gören de kıtlığın nedenini anlar.
5-İstatistiklere göre dünyada her beş kişiden biri akıl hastasıymış. Eğer dört tane aklı başında arkadaşınız varsa kendinize dikkat edin.
6-Psikoloğun konuşturmaya başladığı hastası: Doktor bey bende intihar eğilimi var!
O halde ücretimi peşin almak zorundayım.
7-Kadının telefonu çaldı. Arayan kocasının doktoruydu. “Hanımefendi bir yanlışlık oldu.” dedi. Kadın sordu,”Nedir efendim? Sorun nedir?” “Kocanız ya Alzheimer ya da Aids. Ama kocanızın test sonuçlarını karıştırdık sanırım, hangisi olduğunu netleştiremedik. Kadın: ” Peki, ne yapabiliriz? “Kocanızı şehrin kalabalık bir yerine bırakın, eğer evi bulup geri dönebilirse bir daha onunla yatmayın.
8-Berberde sakal tıraşı olurken iki kez boynu kesilen adam bir bardak su istedi. Berber sordu; “Ne oldu ağzınızda kıl mı var? Tıraş olan adam sinirlendi.
“Hayır ağzımda kıl yok! Boğazım sızdırıyor mu diye kontrol edeceğim.
9-Patron genç çalışanlardan birine sordu; “Ölümden sonraki yaşama inanır mısın? Tabii, neden sordunuz? Hiiç, hani dün cenaze törenine katılmak için izin aldığın anneanneniz vardı ya? Sen gittikten sonra aradı, seni görmek istiyormuş!
10-Üç mühendislik öğrencisi, insan bedenini nasıl bir Tanrı’nın tasarlamış olabileceğini tartışmaktadır. Birincisi, “Tanrı bir makine mühendisi olmalı, “ der,
“Şu eklemlere bir baksanıza!” İkincisi, “ Hayır” der, bence Tanrın Elektrik mühendisi… Sinir sisteminde binlerce elektrik bağlantısı var çünkü.” Üçüncüsü, “Yok” der, “bence
Tanrı kesinlikle bir inşaat mühendisidir.
Oyun parkının ortasından kanalizasyon borusu geçirmek başka kimin aklına gelir?
*
29 Nisan Cuma günü İstanbul Kadıköy Saray Muhallebicisinde 1963 Çorum lisesi mezunlarından, Ankara’dan gelen Avukat Arif Damar, emekli banka Müdürü Tuncay Erzurumlu, emekli Savcı Hüseyin Eyüpoğlu (Talaş), iş adamı Metin Muci, Çekva yönetim kurulu üyesi Hüseyin Kapusuz’la buluştuk.
Eşi vefat eden Mecitözü’lü bürokrat arkadaşımız Abdullah Bükülmez, iş adamı Haldun Karaoğlu, Adnan Bayezit, Avukat Yaşar Köstekçi, Dr. Sefer Kaya, iş adamı Üstün Atalay ve yazar Tuncer Cücenoğlu mazeretleri nedeniyle gelemediler.
Osmancık’tan Avukat Orhan Öztürk, Samsun’dan Nevzat Arapoğlu, Çorum’dan Doktor Mehmet Çağlar, Avukat Adnan Çırakoğlu ve Matematik öğretmenimiz Metin Aşkın’la telefonla görüşerek hal, hatır sorduk, sağlık ve mutluluk dileklerimizi ilettik.
Dostlarla zaman ötesi bir âlemde buluştuk,
Hal hatır sorduk, gönül dilleriyle konuştuk,
Varlığımızdan soyunup vahdet yoluna girdik,
Bezm-i eleste sema yaparak ervaha kavuştuk..(Mehmet Özata)
(Vahdet= Birlik, Bezm-i elest= Ruhlar meclisi, Ervah= Ruhlar)
Hayyam dedi,“Mehmet rubaiye devam et,”
Çocuğum onlar benim, hepsinde var bir hikmet,
Roman uçuk hayaldir, yaşanmamış hayattır,
Fazla söze ne hacet, dörtlüktedir muhabbet…(Mehmet Özata)
4 Nisan 2016