“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür”… Yani, insanoğlunun belleği unutma özürlüdür. İnsan, hele de işine gelmeyeni daha çabuk unutmaya meyillidir.

Bir de, ekonomist Rüştü Bozkurt’un yıllar önce Çorum’da sarfettiği sözü hatırlayalım: “Biz, övgüde kabız, yergide ameliz”…Yani, iyi şeyleri takdir etmeyi bilmeyiz, ama eleştiriye gelince coşarız.

İşte, yukarıda belirttiğimiz “işine gelmeyen”, başkalarının övülmeye değer işleridir, başarılarıdır. Takdir ifadeleri dilimizden çıksa bile, engel olamadığımız, belki farkına bile varamadığımız bir kıskançlık duygusuyla, içimizde hiçbir iz bırakmaz. Ve hemen bilgisayarın çöp kutusunu boylar.

İstisnaları, duyarlı insanları ayırıyorum, ama Çorumluların büyük çoğunluğu tarafından ÇORUM HABER’in Çorum’a kazandırdığı değerlerin, ya hiç görülmediğine ya da hemen unutulduğuna tanık olduğum için “biraz kahrederek” yazıyorum bunları.

Bu gazetenin 37 yıllık yayın hayatı boyunca, Şeker Fabrikası, Bölünmüş Yol, Obruk Barajı, Hitit Üniversitesi, Kadeş Meydanı gibi Çorum’un önemli kazanımlarında sahip olduğu payı hatırlayan kaç kişi var?

Çorum’un sosyal, kültürel, sanatsal yaşamı için, Çorum dışında yaşayan Çorumluların birlik ve dayanışması için verilen mücadeleler, bugün kaç kişinin belleğinde kaldı?

1980’lerden başlayarak Çorum Demiryolu için, 1990’lardan beri Çorum Havalimanı için harcadığımız çabaların, sanayileşmiş, barış ve kültür-sanat kenti Çorum için çırpınışlarımızın hiç mi değeri yok?

Ve bugün vermekte olduğumuz “dengeli, yapıcı, etkin” gazetecilik hizmetinin kıymetini kaç kişi bilebiliyor? Türkiye’de ilk 10’da oluşumuz, her gün 5-10 arasında köşe yazısıyla, yerel haberlerle dolu dolu, renkli 16 sayfa çıkışımız… Hele de günlük 3-5 sayfalık spor haberlerimizle, sayfa tasarımlarımızla Türkiye’deki yerel gazeteler arasında gerçekten “iddialı” konuma gelişimiz…Sosyal medyada yüzbinlere ulaşıyor olmamız…

Başta belirttiğimiz gibi, değerbilir, duyarlı, kalbi Çorum için çarpan ve bizi anlayan hemşehrilerimiz çok elbette…Ama, umursamaz, vurdumduymaz, adamsendeci yığınlar çok daha büyük. Ve “daha yaşanır bir Çorum” mücadelemizi bu büyük yığınlara rağmen sürdürmek zorundayız maalesef, “gölge etmesinler başka ihsan istemez” diyerek…

Benim gibi “Çorum milliyetçiliği” bayrağını samimiyetle, inançla, kararlılıkla taşımaya çalışan “Çorum sevdalısı” biri için, bu iç burukluğunun ne kadar acı verici olduğunu tahmin edebileceğinizi umuyorum.