“Yemen yolu çukurdandır,
Karavanam bakırdandır.

Zenginimiz bedel verir,
Askerimiz fakirdendir”

Halk türküsü

Bakırcılar arastasında çekiç sesleri eksik olmaz. Giden gelmez sözlerinde olduğu gibi ustalarımız son günlerine kadar çalışırlar. Artık mesleklerini yürütemez olduklarında işlerini bırakırlar. Onların yerine hastalık, ölüm haberleri gelir. Çok az kişi arasta içinde çalışmak ister. Mesleğe yeni başlayan birkaç kişi umut vermeye başladı.

Görünüşe bakılırsa bir süre sonra bu meslek te tarih olacak.

Ömrünü tamamladığı için hurdaya ayrılan bakır kaplar yine onlara gelir. Miras olarak kalanlar biran önce paraya çevrilir. Mirasçılar için değerli olan paradır. Neyzen Tevfik’in şiirinde olduğu gibi “Öldükten sonra gömerler. Sonra mirasını bölerler. En sonunda az bırakmışlar diye …”

Çok değil elli yıl öncesinde bakır ürünleri dışında tencere tava yok denecek kadar azdı. Pişirmek için kullanılan kazanlar, tencereler, leğenler(teşt) evlerde yerini almıştı. Pişirilen yemekler için ayrı tabaklar kullanılırdı. Bulgur pilavı için ayrı tabak, İskilip dolması için ayrı, çorbalar için ayrı tabaklar kullanılırdı. Banyo yapmak için su ısıtılan kazan, hamam tası bakırdandı

Bin yıldan daha uzun bir zaman diliminde toprak kaplarla birlikte bakır kaplar kullanıldı. On sekizinci yüzyılda alüminyumun üretilmesiyle birlikte değişim başladı. Eski olarak görülen kapların pabucu dama atıldı. Reklamların etkisiyle yıllarca kullanılan ürünlerin yerine kısa sürede yenilenen ürünler almaya başladı.

Teknolojinin gelişimiyle birlikte mutfaklara nur yağdı. Teknoloji ürünü gıdalar çoğaldı. Tencereler, tavalar saklama kapları bin bir çeşit. İnsanlar seçmekte zorlanıyor. Bakır kaplar hurda niyetine satılıyor. Hızlı değişim neler getirdi; neleri bizden alıp götürdü henüz bilinmiyor.

Bakır kaplar ne kadar çok gözden düşerse düşsün, ustalarımız yaz kış demeden çalışıyor. Üretim günler boyu süren sabırlı çalışmanın sonucunda gerçekleşir. Bakır levhalar yapılacak işe uygun ölçülerde kesilir. Bağlantı yerleri diş makasıyla şekillendirilir. Çekiçleme işlemiyle gövde oluşturulur. Benzer şekilde tabanla gövde birleştirilir. Teşt ya da leğen adı verilen kaplar, kazanların kullanışlı olabilmesi için demir halkalar kullanılır. Kazanlara kulp takılır. Bağlantı yerlerine sarı kaynak yapılır. Fırınlanır. Kaynak yerlerinden su sızıntısı olup olmadığı gözden geçirilir. Kullanım yerine göre gerek duyulursa kalay yapılır.

Günlerce süren sabırlı çalışmaların sonunda bakır kaplar kullanıma hazır hale gelir. Her gün binlercesi üretilen rakipleriyle yarış başlar. Fabrikalarda seri üretim ürünleri göze hoş görünür. Bakır kaplara göre daha ucuz bedelle tüketiciye ulaşır.

Yeni gelen salgınlar, kanser gibi insan kıyımı olan hastalıklar yaygınlaştı. Gıdalar sağlıksız. Yemek yeme alışkanlıklarımız değişti. Dert yanmak, başkasını suçlamak yerine gıdaların soframıza gelirken bizlerden kaynaklı hataları görmek istemiyoruz. Büyüklerimizin kullandığı bakır kapları, tıpkı onlar gibi yemek hazırlama tekniklerini kullanmakla bir kaybımız olmaz. Daha sağlıklı, hastalıklara karşı daha dirençli olabiliriz.

Yoğurdun içine su katıp ayran yapmak yerine marketlerden ayran alanlar çoğunlukta. Onların, başkalarından masal dinleyecek zamanları yok. Hazır gıdaları atıştırmak, beslenmenin yerini aldı. Sonuçta bakır kapları hurda niyetine satıp, elde edilen parayla göze hoş görünen, uzun ömürlü yiyeceklerle beslenmek daha kazançlı görünüyor!