Baharla beraber ruhumda da çiçekler açar. Tabiatın her halini severim ama, bahar bir başka güzeldir. Topraktan hayat fışkırır baharlarda.

Bahar Anadolu’da daha güzeldir. İstanbul’da baharı ancak parklarda ve şarkılarda yaşayabilirsiniz. Şimdi Anadolu ve memleketim Osmancık gözümde tütüyor.

Havaların iyice ısınmasını bekliyorum. Mayıs ayında Anadolu’ya uzanarak, Osmancık-Çorum- Hacıköy-Merzifon ve Samsun turu yapmak istiyorum.

Erzurumlu Emrah’ın bahar sevdasını, Sadettin Kaynak üstadımız Muhayyer Kürdi makamında bestelediği şu güzel şarkısında çok güzel dile getirmiş.

Yine bahar oldu coştu yüreğim, / Akar boz bulanık selli dereler,

Sıla derdi, vatan derdi, yar derdi, / İflah etmez bu dert beni yareler..

Hayal oldu aşık Emrah halleri / Deyin yare gözlemesin yolları,

Herkesin sevdiği giyer alleri, / Koy benim sevdiğim giysin kareler…

Sabah parkta spor yaparken bu güzel şarkıyı söyleyerek güne başladım. Eve gelince Çorum Vali’liğinin gönderdiği aşağıda ki kitapla günüm daha da güzelleşti. 

ÇORUM MUTFAĞINA GÜZELLEME

Çorum Vali’si Nurullah Çakır’ın hazırlattığı, “Çorum Mutfağına Güzelleme “ adlı kitap,  Hitit’lerle beraber Çorum’un yöresel mutfağını da turizme açmış.

Ahmet Örs, Ahmet Uhri, Arif Bilgin, Artun Ünsal, Asuman Albayrak, Aylin Öney Tan, Ersin Demirel, Eyüp Kemal Sevinç, İbrahim Gösterir, Nedim Atilla, Nihal Kadıoğlu Çevik, Nilhan Aras, Mustafa Serdar Çorum’lu ve Ülkü Menşure Solak’ın katkılarıyla hazırlanan “Çorum Mutfağına Güzelleme” adlı kitap gelecek kuşaklara Çorum’un yöresel yemeklerini taşıyacak dev bir eser olmuş.

Başta Vali’miz olmak üzere bu dev esere emek verenleri yürekten kutluyorum.

Çorum İl Özel İdaresi Genel Sekreter yardımcısı Ömer Aslan imzasıyla gönderilen kitap için Ömer beyi arayarak teşekkür ettim.

Bugüne kadar devlet katında fazla itibar ve hizmet görmeyen Çorum ilimiz son zamanlarda gönderilen Vali’ler açısından çok şanslı.

Nurullah Çakır beyin Çorum için yaptıklarını gazetemiz Çorum Haber’den günü gününe takip ediyorum. İstanbul’da yaşayan Karabük’lü dostlarım da daha önce Karabük’te görev yapan Nurulllah Çakır beyi yere göğe sığdıramıyorlar.

Demek ki, insanlar büyük bir özveriyle çalışan devlet adamlarını takdir ediyorlar.

Nurullah Çakır bey, dört bin yıldır üzerinde oturduğumuz Hitit hazinesini dünya turizmine açarak Çorum’un dünya çapında tanınmasına yol açtı.

Şimdi Diyarbakır’da görev yapan daha önceki Vali’miz Mustafa Toprak ta çok çalışkan ve çok değerli bir devlet adamıydı.

Osmanlı İmparatorluğunda “Kaht’-ı rical” denen devlet adamı kıtlığı varmış.

Şair Eşref bu acıklı durumu Padişah Abdülhamit’e karşı şöyle dile getirmiş.

Agop Paşayı lûtfet Padişâhım Sadrazam yap!

Denînin üstüne varsın gelen de bir denî olsun.

Sadaret mührünü memnû ise Müselmân'a,

Yahudi'den usandık, bir zaman da Ermenî olsun!

Sadrazam=Başbakan, Deni=aşağılık, memnu:yasak, müselman=müslümanlar)

Her nedense, çorak Anadolu toprağında maalesef çok fazla önemli devlet adamı ve sanatçı yetişmiyor. Bari yetişenlerin kıymetini bilelim diyorum.

“Adam kıymeti bilinmeyen ülkelerde kıymeti bilinecek adam da yetişmezmiş.”

Ben de bir eğitimci olarak yaşadığımız ahval-i perişanımızı şöyle yorumluyorum.  

Devir hikmet devri, okumak yazmak gerek,

Cehaletten kurtulup kemâle ermek gerek,

Bir gelir âleme insan, uyan gafletten uyan,

Birazcık tekâmül et, Fatihan okunmadan…(Mehmet Özata)