Çorum’un kendi havalimanına kavuşması gerektiğini savunurken, sorunun “mesafe” sorunu olmadığını, sanayileşme sürecinin devamı açısından hava ulaşımının mutlak zorunlu olduğunu ısrarla dile getirdik. Sanayici ve işadamlarının hemen tamamının, “havalimanı olmadığı için” Çorum’a getiremedikleri yatırımcı veya müşterileri ile ilgili birer anıları olduğunu vurguladık.

O dönemde, “demiryolu, havalimanından daha önemli” diye karşımıza çıkanlara da, ikisinin birbirinin alternatifi olmadığını, çok büyük bir yatırım olan demiryolu projesinin, çok yavaş da olsa devam ettiğini, havalimanının ise daha kolay realize edilebileceğini anlatmaya çalıştık. Kaldı ki, geçmişten bu yana demiryolunun mücadelesini en kararlı şekilde veren de bizdik.

2019 yılının “Hattuşa Yılı” ilan edilmesini sağlama adına çok çaba harcadık. Samimiyetle bizim çabamıza katılanlar, katkıda bulunmaya çalışanlar oldu, “ceğiz, cağız” diye klasik beyanatlarla kulağının üstüne yatanlar oldu. Sonuçta, 19 rakamı nedeniyle “Hattuşa Yılı” daha yakışacakken, 2019 “Göbeklitepe Yılı” ilan edildi.

Şimdi önümüzde, Volkswagen fabrikasının Çorum’a getirilmesi gibi çok zor, ama çok büyük bir mücadele var. Keşke, herkes tribünlere selam sarkıtmak yerine, gerçekten üzerine düşeni yapsaydı da, “Havalimanımız tamam, ya da yakında tamam olacak, demiryolu yatırımını da hızlandırdık, otomobil fabrikası kuruluncaya kadar tamamlanır” diyebilecek durumda olsaydık.

Yine de, bunların yoluna girebileceğini düşünüyoruz, yeter ki, herkes samimi olsun, herkes gerçekten üzerine düşeni yapsın. Çorumlular ve Çorum dostları, tüm ilişkilerini, tanışıklıklarını, hatırlarını bu doğrultuda değerlendirmek için ellerinden gelen çabayı göstersinler. Çorum siyasetini dizayn edenler, Çorum sorunlarına da bir zahmet el atsınlar. Gerçekten Çorum’u düşündüklerini kanıtlasınlar.