Ekonomide yaşananları ve ülkenin geldiği durumu, iktidarın hatalarını başka bir sözcükle söylersek yarım kalırdı. İktidar yanlış ötesi yanlışlar yapıyor. Artık bunu anlatmakta zorlanmıyoruz. Zira halk bu karanlık tabloyu etinde, kemiğinde yaşayarak görüyor.

Halkın bunu gecikerek görmüş olması, ülkeye pahalıya mal oldu. Olmaya da devam ediyor. Ne yazık ki taşın sert olduğunu, kafayı taşa vurarak anladık. Suda boğulabileceğini anlamak için, suya dalmak gerekiyormuş, ateşin yaktığını anlayabilmek için ateşe dokunmadan olmadı. Mevcut iktidarla ülkemiz insanı gördü ki, taş sert, su boğuyor, ateş yakıyor.

Ekonomideki bu kötü gidiş yoğunlukla Damat Berat Albayrak zamanında başladı ve önlenemeyen bir hızla da bayır aşağı gidiyor. 128 milyar dolar hokus-pokus olunca, olumsuzluklar domino taşı gibi üst üste gelmeye başladı.

Yalnız dünya liderimiz iyi ki; “Ben ekonomistim...Biz ekonominin kitabını yazdık” filan dedi. Ya ekonomist olmasa, kitap filan yazmamış olsaydı, başımıza neler gelecekti!. Büyük olasılıkla dolar şu an 15 lira olacakmış. Ekonomideki bu çöküşü muhalif yazarlar olarak bizler söylemiyoruz. Bakınız AKP Şanlıurfa Milletvekili Eşref Fakibaba ne diyor; “Sahada sıkıntı var. Bu işin şakası yok. Hükümetimizin ekonomiyi mutlaka düze çıkarması lâzım” Demekki sıkıntı büyük. Sıkıntı tek adam rejiminin kendisidir. Ekonomi bir bilim dalıdır. Emirle het-hötle düzelecek bir şey değildir.

Yine Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek; “Yüzde 50+1 doğru olmadı… Sıkıntı yarattı…” diye saçını başını yoluyor. Onarılması olanaksız olan sistemin sorun ürettiğine, paramızı pul ettiğine, otoriterlikle başlayan sürecin, totaliterleştiğine dikkat çekiyor.

İktidarın yağdanlığı, her devrin adamı, Sabah Gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas ve Fantastik Yazar Nagehan Alçı ise muhalefeti “faşizm gelir” sözleri ile tehdit ediyorlar. Nagehan Alçı; “Mevcut rejim CHP'yi kapatır ve CHP yöneticilerini de tutuklarsa Türkiye otoriter safhasını aşıp çok açıkça totaliter bir rejim haline gelir... Rejim kafaya koyarsa CHP'yi PKK ile işbirliği gibi bir gerekçe göstererek kapatır ve ulusalcı olamayan CHP ileri gelenlerini de tutuklayabilir.” gibi fetvalar vermeye başladı. Anodolu’da sık kullanılan bir deyim vardır. “Ağıza bak ağıza, sen bu ağızla hiç çökelek yedin mi?” diye sorarlar insana.

AKP kurucularından fakat yapılan yanlışları görünce AKP’den ayrılan gerçek bir muhafazakar ve yurtsever insan Abdüllatif Şener iktidarın fotoğrafını çok net çekmiştir.

Diyor ki; “Dünyanın en büyük yolsuzlukları bu ülkede yapılıyor... her yer yağma ediliyor. Akp iktidarında yapılan yolsuzluk, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılan tüm yolsuzlukları toplasanız, fazladır. Bu kadro, ülkeyi yeni nesil mafya devletine çevirecek... Yolsuzluktan, rüşvetten, kokain ticaretinden, terörle irtibattan, insan kaçakçılığından elde edilen paralar, Türkiye'de aklanıyor. Karaparayı Türkiye'de aklayıp, dışarı kaçırıyorlar. Her türlü yanlışlarını, dini söylemlerle kapatmaya çalışıyorlar. Kendi süfli (aşağılık) çıkarları için dini lekelemekten çekinmiyorlar”

İktidar yaptığı yanlış ötesi yanlışların, hataların bedelini halka ödetiyor. Hergün halkın sofrasındaki ekmek küçülüyor. Kimse yarınına güvenle bakamıyor. Gelecek için hayal dahi kuramıyor. Halk elindeki son altın fırsatı kullanmak için, sabırla sandığı bekliyor.