“Bir berber, bir berbere bre berber gel beraber bir berber dükkanı açalım demiş.”
Meslekleri son dönemini yaşıyor; ustalarımız inadına mesleklerini sürdürmeye çalışıyor. Arastaya meslek öğrenmek için gelen yok. Onlar, mesleklerini sürdürmenin çabası içindeler. Bakırcılık, kalaycılık mesleği Çorum Müzesinde yerini almış. Bir kalaycının deyimiyle “meslekleri antika olduğuna göre …”
Fotografçıları, kameramanları, gazetecileri arasta içinde her gün görmek mümkün oldu.
Sohbet koyulaşmadıkça sorunlarını dile getirmiyorlar. Fırsat buldukça onlarla konuşup mesleklerini daha yakından tanımaya çalışıyorum. Onların anlattıklarını, fotograflarıyla birlikte gazetede yayınlıyorum. Bizden sonra gelecek kuşaklara yazılı kaynakların kalmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Bir deyim vardı: “Söz uçar, yazı kalır.”
Hoş sohbetiyle Zülfikar usta, arastanın güldüren yüzlerinden biri olmuş. Onun anlattıklarını sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Çocukluk yıllarından bugüne yaşadığı, unutamadığı olayları anlatmaya başladığında dinleyenler kahkahaya boğuluyor. Başka bir meslekte yıllarca çalışmış ustayla yaptığım sohbeti yayınlamıştım. Unutamadığı bir anısını anlatmasını istemiştim. Mesleğinde kırk yıldan fazla çalışmış ustanın unutamadığı tek anı, mesleğinde çıraklık yaptığı yıllarda yaptığı hatayı idi!
Ustamız, çocukluk yıllarında bir berberin yanında çırak olarak işe başlamış. O yıllarda genelde gelirleri düşük olan aileler, erkek çocuklarını geçerli bir meslek dalında çırak olarak işe verirmiş. Çocuklar, önce para kazanmayı; sonra para harcamayı öğrenirmiş. Nedeni ise çok basit: Kız çocukları, ev işi yapmayı, çeyiz hazırlamayı öğrenip; çok başlık parası verecek hayırlı kısmet beklermiş!
Günlerden bir gün, ustanın emriyle kahvehaneye çay siparişi vermek için gitmiş. Kahveye sekiz köşeli şapkasıyla biri girmiş. Kahvedekilerin hepsi ayağa kalkıp hoş geldin diyebilmek için sıraya girmiş. Gelen kişinin kim olduğunu sormuş. Onun, bakırcı ustalarından …usta olduğunu öğrenmiş.
O yıllarda devlet memurlarını adam yerine koyup kız veren bile yokmuş.
Elli, altmış yıl öncesinde bakırcılık, en gözde meslektir. Sadece Sungurlu ilçesinde elliden fazla bakırcı varmış. Bakırcılık, hatırı sayılan bir meslek; bakırcılar ise para babası sayılırmış. Bu gün kime anlatsan masal gibi gelir.
Aynı günlerde yoldan geçen hamile bir kadının konuşmalarına kulak misafiri olur. Kadının konuşması ilgisini çeker. Yakında doğacak bebeği için temennilerini dile getirmektedir: “Oğlum olursa bakırcı olacak. Kızım olursa bakırcıyla evlenecek!
Çok ünlü “Bir berber, bir berbere” tekerlemesini öğrenemeden mesleğini değiştirme kararı almış.
Yeri gelmişken soruyorum. Bakırcılık mesleğinin seçmesinin evlenirken yararını görüp görmediğini soruyorum. Merak edenler, bakırcılar arastasına gidip öğrenebilir.