RAKAMLARIN DİLİ
Başarılı işletmeciliğin temel kurallarından biride rakamlarla çok iyi anlaşabilmekten geçer. Burada doğal olarak aritmetik, matematik, istatistik gibi temel problem çözücülerle birlikte insan doğası ile işletme ve iktisat biliminin bazı kuramlarını de bilmek sizlere başarının kapısını aralayacaktır.
Tasarruf tedbirleri için kullanılan kâğıtların peşine düşüp arkalarını kullandırmak için onları toplatan, sonra tasnifleyip ihtiyaç sahibi kullanıcılara düzenli dağıtımını yapmaya çalışan pek çok yönetici ve işletme sahibi tasarruf yaptığını zannederken işletme yaşamında çok kıymetli olan zamanın çok da önemli olmayan küçük menfaat teminleri için sarf ettiğinin ve emek harcadığının farkında olmaz.
Bu örnekleri bireysel hayatımızda da sıkça yaşamaktayız. Pek çoğumuz aile bütçemiz içerisindeki masrafları azaltmak giderleri düşürmek için toplam giderlerimiz içerisinde belki de % 5 bile tutmayan gazete, kitap, dergi gibi kültür giderlerini kısmaya çalışırız oysa bunun yanı sıra bir televizyon alırken daha büyük ekran olanını, yeni bir cep telefonunu çok da düşünmeden, hatta daha fonksiyonel olanını sırf markasına aldanarak benzerlerinden çok daha fazla tutarlarla tedarik etmekten kaçınmayız. Pazarda patates alırken yaptığımız kuruşluk pazarlıkları bir takım elbise reyonunda “ayıp olur canım ”diyerek yapmayız.
Buradan hareketle: ekonomik kuramlar içerisinde yer alan daha önce bahsettiğim parkinson kanunun bir uygulaması da davranış ve algı etkilenmeleri üzerinedir. Yani: “ insan doğası ve zekâsı yuvarlak rakamlarla uğraşmayı karmaşık rakamlarla uğraşmaya tercih eder.”
897.654.258,85 ve 456.287,36 gibi uzun ve karmaşık sayıları zihnimizle toplamak çıkarmak çarpmak ve bölme (4 temel işlemi) yapmakta zorlanırız bunun yerine 10.000.000 gibi yuvarlak bir rakamı anlama algılama ve işleme tabi tutmak çok daha kolaydır.
Bu kuralı çok iyi bilen pazarlamacılar ürün veya hizmetlerini fiyatlandırırken insanların zayıf olduğunu düşündükleri bu noktalardan vurmaya çalışırlar, örneğin fiyat etiketlerini özellikle zor anlaşılır hale getirerek tüketicilerin bunlar üzerinde düşünme yorum yapma istek ve davranışlarını engellemeye çalışırlar. Bir malın fiyatının 40 TL yerine 39.99 olarak sunulması ile hem 40 lira seviyesinden 30 lira seviyesine düşerek indirim ve düşük fiyat algısı yaratırlar hem de tüketicinin zihninde:
• ” çok iyi hesaplanmış bir etiket”
• “kuruşu kuruşuna maliyet çıkarmışlar canım”
• ”kar marjları oldukça düşük herhalde” gibi düşünmelerini sağlayarak fiyatı tüketiciye fazla sorgulama imkânı vermeden kabullendirirler.
İşletmelerdeki yöneticilere bu konuda bir ipucu daha vermek isterim; eğer yönetim kurulunda çok tartışılmadan geçmesini istediğiniz konular varsa fiyat veya karşılıklarını 536.478,56 gibi bir rakam ile sunmaya çalışınız bu tür bir meblağ daha az sorgulanır çoğu kimse işletme toplantı rutini içerisinde bu rakamı sorgulayıp detaylarına inmek istemeyecektir. Aksine siz bu tip rakamlara onay veren konumda iseniz bu kuralın aksine davranarak size sunulan karmaşık rakamları sorgulamanızı öneririm.
Sonuç olarak başarılı işletmecilik ve verimlilik için salt matematik ve türevlerini kullanmak yetmez bu rakamların dilini felsefesini hatta sosyolojisi de anlamak algılamak ve kullanmak gerekir. 18.10.2015