TAHSİLAT VE TEDİYE İŞLEMLERİNDE PARETO
Bu analiz yöntemini işletmenizin finansman ve mali durum analizleri içerisinde uyguladığınızda kaynaklarınızın optimal kullanımı konusunda verimlilik sağlamış olursunuz.
Muhasebe kökenli okurlarımın da bileceği gibi “hatanın 1000 kuruşu da birdir 1 kuruşu da birdir”
ÖNEMLİ OLAN HİÇ HATA YAPMAMAKTIR YOKSA MİZAN VE BİLANÇO TUTTURMAK MÜMKÜN OLMAYACAKTIR
Gerçekten de muhasebe sistematiği içeresinde “karşılıklılık ilkesi gereği” borç ya da alacakta yapılan bir hata bir süre sonra uzun çabalar gerektiren araştırma ve zaman kayıplarına neden olabilmektedir. Çünkü her gün olası bu durum rutin hale gelmiş ve alışkanlıklar pekişmiştir. Parkinson kanununa uygun bu davranış biçimi çoğu zaman tahsilat ve ödemeler konusunda da kendini gösterebilmektedir. (Bkz.makele-3)
Büyük rakamların tahsilatlarının yapılması veya ödemelerin icrası ile daha küçük rakamlarla yapılacak tahsilat ve tediye işlemlerine yaklaşımların farklı olmayıp aynı titizlik ölçüsünde icra edilmesi bu sistemin niçin doğru olduğunun kanıtıdır. Burada muhasebecileri kırmak istemem ve/ fakat işletme açısından ve pareto uygulamasında ortaya çıkan sonuçlar bu davranış kalıbının işletme verimliliğinde kayıplara neden olduğu gerçeğini de söylemek gereklidir diye düşünüyorum.
Bu nedenle yapılması gereken pareto analizinin tahsilat işlemlerine uygulanması ve verilerin sağlıklı analizidir. Belirli bir dönem kesiti içerisindeki tahsilat miktarları ve tahsil edilecek yerleri (müşterileri veya diğerlerini ) listelediğinizde ve bunları ağırlıklarına göre kümülatif olarak değerlendirerek pareto uyguladığınızda göreceksiniz ki işlemeniz için tahsil edilmesi gereken toplama paranın % 80 i borçluların % 20 sinden tahsil edilmektedir. Buradaki % 20 lik dilimde yer alan borçluların üzerine eğilmek, tahsilat imkânlarını ve şartlarını revize etmekle işletmeninizin %80 lik tahsilat ve kaynak sorununa verimlilik sağlamış olursunuz, Kalan son dilim %5 lik tahsilat oranının kapsama alanı sizin finansman politikanızda çok da fazla değişiklik yapmanıza neden olacak yeterlilikte olmayacak ve kayda değer kayıp olmadığı içinde çok anlam ifade etmeyecektir.
Diğer taraftan ödemeler konusu da aynı şekilde analize tabi tutulabilir bu uygulama tahsilatın tam tersi gibi işleyecektir. Analizi uyguladığınızda ödemelerinizin % 80 ni alacaklıların % 20 sine ödendiğini rahatlıkla ölçümleyebilirsiniz, eğer bu ödeme alanlarında iyileştirme yapabilirseniz örneğin esnek vade uygulaması, ödeme termin atlatması, ödemesiz dönem vb. finansman ihtiyacınızı minimize etme konusunda verimlilik sağlarsınız
Genelde bu duruma dikkat etmeyen şirket yöneticileri ve muhasipler A grubuna ait büyük ödemeleri yaparken küçük B ve C grubu ödemelerini geciktirmektedir. Oysaki küçük alacakları olan bu işletmeler için hayati öneme sahip bu küçük tutarlar finansman sıkıntısının baş sorumlusudur. İşletmelerin finansman nedeni ile ticari durumlarının sarsılması sektörde domino etkisi yaratmakta ve genel/yaygın finansman sıkıntısı ortaya çıkabilmektedir.
Tahsilat ve ödemelerdeki bu karşılıklı tersine uygulama aslında bizatihi onların işletme için pozitif+ ve negatif- finansman doğurmasından kaynaklıdır.
Sonuç olarak eğer her işletme büyük tahsilatlarını yapıp büyük ödemelerini vadeye yayması durumunda sonuç ne olacak diye sorarsanız?
Bu aşamada vereceğim yanıt, hiç de doğru bulmadığım uygulayıcıların “parkinson kanununda sözünü etiğim saiklere” sıkı sıkıya bağlı muhasebe uygulamaları ve değişmeyecek işletme senaryoları olacaktır derim! 8.12.2015

Not: Makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun haber vermek koşuluyla kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.