2 Haziran 2016 günü Alman Parlamentosu'nun da kabul etmesiyle gündeme oturan soykırım iddiası, Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılması sonucu Türkiye Cumhuriyeti'ne miras kalan bir sorundur.
1915'den bugüne sürekli gündemde kalmış, özellikle Batı'nın, Türkiye üzerine uyguladığı bir siyasal baskı haline dönüşmüştür.
Öyle ki, AB'ye girebilmekte bile bir önkoşul olmuştur.
***
Peki, ne idi bu sorun?
Birinci dünya savaşı sürecinde 1915 yılında imparatorluk yönetimince, Anadolu'daki Ermeni yurttaşların bir bölümüne "tehcir" uygulanmıştı. Yani Anadolu topraklarının dışına (özellikle Suriye'ye) gönderilmişti.
İşte sorun, bu tehcirde ölen Ermenilere bir "soykırım" uygulandığı söylemidir.
Oysaki büyük bir imparatorluğun tüm cephelerinde kanlı bir savaş devam ederken, Anadolu'daki Ermeni başkaldırılarına olabilecek bir halk desteğine önlem alınmasıydı.
Elbette ki, tehcir sürecinde istenmeyen ölüm olayları olmuştur. Nitekim bazı kaynaklarda; örneğin Avrupa parlamentosuna göre 1,5 milyon, İngiliz verilerine göre 600 bin, TTK eski Başkam Yusuf Halaçoğlu'na göre 56 bindir. Sonuçta çok net kesin bir sayı yoktur.
Oysaki savaş ortamında Türkler de, Ermeniler de büyük kayıplar vermiş, büyük acılar yaşamıştır. Ortak yaşanmış bu acının yaralarını Türk ve Ermeni siyasetçileri, Türk ve Ermeni tarihçileri birlikte sarmaları gerekirken, ne yazık ki uluslararası alana taşınmıştır.
***
Bugün Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 29 ülke Ermeni iddialarını "soykırım" olarak kabul etmiştir. İşte bu devletler:
Ermenistan başta olmak üzere Uruguay(1965), Güney Kıbrıs(1982), Arjantin(1993), Rusya(1995), Kanada(1996), Yunanistan(1996), Lübnan(1997), Belçika(1998), İtalya(2000), Vatikan(2000), Fransa(2001), İsviçre(2003), Slovakya(2004), Hollanda(2004), Polonya(2005), Venezüella(2005), Lituanya(2005), Şili(2007), İsveç(2010), Bolivya(2014), Paraguay(2015), Lüksemburg(2015), Avusturya(2015), Brezilya(2015), Bulgaristan(2015), Suriye(2015), Çek Cumhuriyeti(2015) ve Almanya(2016).
Üstelik İsviçre'de "soykırımı inkâr" suç sayılmış; İsveç'in, Çek Cumhuriyetinin kabul ettiği yasada "Ermeni, Asurî, Keldani, Süryani ve Pontus soykırımı" olarak vurgulanmıştır.
Ve "BM Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu", Dünya Kiliseler Konseyi, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu gibi kuruluşlar da Ermeni Soykırımı'nı kabul etmiştir.
Ve de işin daha vahimi; 2003 verilerine göre, 26 ülkede 143 adet "Ermeni Soykırım Anıtı" dikilmiştir. Ülkelere göre dağılımı ise şöyledir:
İngiltere(l), Belçika(l), Almanya(l), Mısır(l), İsrail(l), Hollanda(l), Polonya(l), İsviçre(l), Bulgaristan(2), Avusturya(2), Brezilya(2), Uruguay(2), Şili(2), Güney Kıbrıs(2), Yunanistan(2), İtalya(2), Kanada(3), Ukrayna(3), Arjantin(4), Lübnan(5), Suriye(6), İran(6), ABD(27), Ermenistan(28), Fransa(35).
Üzücü olan durum, ilk "Ermeni Soykırım Anıtı"nın Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta dikilmiş olması; İran, Suriye ve Mısır'da da bu anıtların bulunmasıdır.
***
Ve ne yazık ki Türkiye siyaseti, soykırım iddiaları konusunda sınıfta kalmıştır.
Siyasetin bütün renkleri, 78 milyonluk Türkiye'nin cumhurbaşkanları, başbakanları, diplomatları, elçileri, tarihçileri bu kadar mı yeteneksiz ki kimseyi ikna edememiştir.
Nitekim 2000'de İtalya ve Vatikan'da, 2001'de Fransa'da "Ermeni Soykırımı" kabul edilmiş ve Fransa'da 35 tane "soykırım anıtı" dikilmişti.
O gün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Ecevit, yardımcılar da Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz idi. Hükümet ise DSP-MHP-ANAP koalisyonuydu.
Arjantin, Rusya, Kanada, Lübnan, Belçika soykırımı onaylarken Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel idi. Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve Necmettin Erbakan'ın Başbakanlık, Erdal İnönü'nün Başbakan Yardımcılığı yaptığı hükümetler dönemiydi.
Ve de AKP hükümeti; 14 yıllık iktidar döneminde, Almanya ile birlikte tam 17 devletin soykırımı kabul etmelerini engelleyememiştir.
Ve daha da utanılası;
50 Eyaletinin 44'ünde "soykırım" kabul edilmiş, 27 yerde "soykırım anıtı" dikilmiş, her yıl 24 Nisan'da "soykırımı anma" törenleri yapılan ABD'nin Başkanı'nın ağzına bakılmıştır. Her seferinde ABD Başkanı "soykırım" demeyip "büyük felaket" deyince, bu yılı da kurtardık diye sevinen bir devlet olunmuştur.
***
Oysaki yapılacak en doğru yöntem, bu sorunu Türkiye ile Ermenistan'ın birlikte çözmesidir. İki ülke halkları arasında geliştirilen düşmanlığa son verilmesidir.
Büyük tarihi geçmişi olan bir ülkeye de yakışan budur.