Ermeni soykırımı sorunu, Türk siyaseti üzerinde “Demokles’in Kılıcı” gibi durdu ve durmakta... Ve de Pontus, Keldani, Asuri, Süryani, Ezidi olarak genişledi ve genişlemekte...
İşte bu nedenle, 2 Haziran 2016 günü Almanya Parlamentosu’nun da kabul etmesiyle Avrupa’nın Türkiye’ye bakışına bir bakalım dedik...
Ve de konuyu bir kez daha gözden geçirmekte yarar var dedik...
Çünkü Avrupa Parlamentosu (AP), bir yıl önce yani 15 Nisan 2015 günü yeni bir karar almıştı, 1915’te yaşanmış tehciri “soykırım” olarak kabul etmişti. Hürriyet Gazetesi’ndeki ifadeye göre hem de ezici bir çoğunlukla.
Kararda “1,5 milyon masum Ermeni’nin hayatını kaybettiği” vurgulanmış ve Türkiye, 100’üncü yılda geçmişiyle yüzleşmeye ve Ermeni Soykırımı’nı tanımaya çağrılmıştı.
Aslında benzer kararlar geçmiş yıllarda da alınmıştı. En ağır ifadeler kullanılmıştı.
Ne yazık ki Türkiye, bu kararlar karşısında hep zayıf kalmıştı ve de halen kalmakta.
***
İşte 18 Nisan 1987 tarihli karar:
“Avrupa Parlamentosu; 1915-1917 yıllarındaki Ermeni olaylarını Birleşmiş Milletler’in 9 Aralık 1948 tarihli kararındaki ‘soykırım’ tanımına uygun bulur ve ilan eder, Türk hükümetinin de bunu kabul etmesini ister.
Türkiye’nin bu olguyu reddetmesinin Avrupa Birliği üyeliğinin kesin engeli olduğunu açıklar.”
Karar bu idi. Ve de o günlerde hiçbir yeterli tepki gösterilmemişti. O gün iktidarda ANAP vardı. Başbakan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Kenan Evren idi...
***
İşte 15 Kasım 2000 tarihli karar:
“Avrupa Parlamentosu; Türk Hükümetine ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, özellikle modern Türkiye devletinin kurulması öncesinde Ermeni azınlığın maruz kaldığı soykırımın kamuoyu önünde kabul edilmesi ve Türk toplumunun önemli bir parçasını oluşturan Ermeni azınlığa taze bir destek vermesi çağrısında bulunur” denilmişti.
Denilmişti ama yeterli tepki gösterilmediği gibi, toplumun haberi bile olmamıştı.
O gün iktidarda DSP-MHP-ANAP koalisyonu vardı. Başbakan Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcıları Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer idi...
***
Ve de işte “Güney Kafkasya Raporu” adıyla alınan 28 Şubat 2002 tarihli karar:
“Soykırımın Avrupa Parlamentosu ve bazı Avrupa ülkeleri tarafından tanınması, Birinci Dünya Savaşı sonunda Türk rejiminin, bazı sorumluları soykırım nedeniyle ağır cezalara mahkûm etmiş olması, bu sorunun Türkiye tarafından sonuçlandırılması için AB’nin getireceği bir öneriye temel oluşturabilir...
Kemal Atatürk, mecliste 10 Nisan 1921 tarihinde yaptığı konuşmada, Jön Türkler rejiminin, Birinci Dünya Savaşı’nda Ermeni halkına soykırım yaptığı sonucuna varmıştı.”
Karar metni budur. Bu karardaki bazı cümleler gözden kaçırılmamalıdır.
Çünkü bu kararda “Bazı sorumlular soykırım nedeniyle mahkûm edildi” denilmiştir.
Ve de bu kararda, Atatürk'ün de soykırımı kabul ettiği ifade edilmiştir.
O gün iktidarda yine DSP-MHP-ANAP koalisyonu vardı. Başbakan Ecevit, Başbakan Yardımcıları Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer idi...
***
Yani bugün de değişen bir şey olmamıştır. Avrupa’nın bakışı hep aynı olmuştur.
Açık konuşmak gerekirse Türk siyaseti, Ermeni Soykırımı iddiaları karşısında zayıf kalmıştır. Özellikle her yıl Nisan ayında adeta bir korku yaşanır olmuştur.
Ve Türk siyasetinin zaafı, “bu kararlar bağlayıcı değildir” diyerek kendini teselli etmesidir.
Oysaki bu kararlar, Batı’nın sade bir bakışı değil bir zihniyet yapısıdır.
Papa’nın 12 Nisan 2015 günü Vatikan’da düzenlediği ayinde “20. Yüzyılın ilk soykırımının Ermenilere yapıldığı” şeklinde kullandığı dil, adeta bir haçlı zihniyetinin ve Batı siyasetinin ana dokusu olduğunu gösteren bir olgudur.
Ve de görülüyor ki barış havarisi kesilen Batı, yaşanmış bir acıyı iki ülke arasında bir fitne tohumu ekerek kullanır olmaktadır.
***
Ama asıl sorun:
-İki ülke arasında çözülmesi gereken bu sorunun, Ortadoğu’yu tarumar eden küresel güçlerin iradesine terk edilmiş olmasıdır.
-Büyük bir geçmişe sahip olan Türkiye’nin bu sorunu çözebilecek bir irade gösterememesidir.
Bu yalnız Ermeni sorununda değil, Kürt sorunu, Alevi sorunu ve daha genel bir ifadeyle demokrasi sorununda da böyledir.
Ve sonuçta; bugün soykırımı kabul eden ülke sayısı, Almanya ile birlikte çoğu Avrupa ülkesi olarak 29'a çıkmış ve de her yıl yenileri eklenir olmuştur.
Peki, kim imiş bu 29 ülke ve de ne imiş bu soykırım meselesi?