Bu yıl, koronavirüs salgınının ve izolasyon önlemlerinin gölgesinde farklı bir “Anneler Günü” kutluyoruz.

Tüm anneler için sıkıntılı bir süreç.

Çalışan annelerden kimi, bir yandan normal mesaisine devam ediyor, bir yandan da hem kendisini ve çocuğunu, çocuklarını, hem de tüm ailesini Covit-19 riskinden uzak tutmaya çalışıyor.

Bunlar içinde, sağlık çalışanlarına ayrı bir sayfa açmak zorundayız. Sağlık çalışanı anneler, bulaşıcı hastalığın üzerine üzerine gittikleri gibi, günlerce, haftalarca çocuklarının yüzünü göremediler, hâlâ da göremiyorlar. Aileleri ile buluştuklarında ise, virüs bulaştırma kaygısını, tedirginliğini hep yaşadılar, yaşamaya devam ediyorlar.

Yine koronavirüs salgınına karşı alınan önlemler çerçevesinde, aktif olarak çalışmaya devam eden başka kurumlardaki anneler de var, tekstil sektöründe harıl harıl maske diken anneler de…

*

Çalışan anneler kadar çalışmayan anneler de pandemi döneminin ağır sıkıntılarına göğüs geriyorlar.

Kamuda çalışan annelerin bir kısmı idari izinli olarak evlerindeler, ama çocuklarının uzaktan eğitimi nedeniyle azımsanamayacak bir efor sarfediyorlar.

Daha ileri yaştaki annelerin, yaklaşık iki aydır eve hapsolmuş olmaları da gözardı edilecek bir fedakârlık değil.

Salgın hastalıkla birlikte derinleşen ekonomik sorunlar karşısında, orta ve dar gelirli kesimlerdeki annelerin neler çektiklerini tahmin etmek de zor olmasa gerek.

Özetle, “eli öpülesi” anneler, bu süreçte bir kat daha fazla sevgimizi, saygımızı, anlayış ve şefkatimizi hak ediyorlar.

*

Sevdiklerimiz söz konusu olunca, milyonda bir riski bile göze alamayız.

Olması gereken de bu zaten.

Dolayısıyla, belki annelerimizin elini öpmeye bile gidemeyeceğiz.

Annesi ebediyete intikal etmiş olanlar, kabrini ziyaret edip bir “Fatiha” okuma fırsatını bile bulamayacak.

Ama, uzaktan da olsa onlara sevgimizi, saygımızı ifade etmenin bir yolu olacak. Telefonda ellerini öpeceğiz, görüntülü olarak yüzlerini göreceğiz. Ya da rahmet dileklerimizi, Fatiha’larımızı uzaktan yollayacağız onlara.

*

Lafta kalamaz onlara minnettarlığımız, şükran borcumuz.

Biliriz ki, ne yapsak ödeyemeyiz haklarını…

Elimizden gelen, bu en halisane duygularımızı onlara olduğu gibi yansıtmak olabilir ancak.

“Seni seviyorum anneciğim” diyebilmek, ya da “Seni unutmadım, ömrüm oldukça da unutmayacağım anneciğim. Mekânın cennet olsun, nurlar içinde yat” diye seslenebilmek uzaklardan…

Biz annelerin, tüm annelerin günümüz kutlu olsun.