Son günlerdeki tartışmalara bakılırsa, uyuşturucu kullanan çocukların yaşı on yaş grubuna düşmüş. Bu durum karşısında bir toplumsal alarm için daha ne gerekiyor? Uyuşturucu kullanımını artıran sebepler nelerdir? Bunu tetikleyen, sosyal, toplumsal ve psikolojik sorunlar bulunarak önlem alınamazsa, ülkemiz gençliğinin geleceği vahim demektir.

Bazı araştırma kuruluşlarının ve Psikologlar Derneği’nin araştırmalarına göre özellikle 2000 yılından sonra uyuşturucu kullanımında her yıl ikiye katlar şekilde bir büyüme söz konusudur. Hastanelerde ayakta veya yatarak tedavi görenlerin sayısı hızla artmaktadır. Sürekli yükselen grafik tablosu ürkütücü boyutlardadır.

Yine basındaki haberlere göre, uyuşturucu kullanımı son yıllarda yüzde 678 artmıştır.

Uyuşturucunun 10 yaş grubuna inmesi, orta öğretim öğrencilerinin uyuşturucu kullandığını ifade eder. Bu duruma acil çözüm bulunamazsa ülkemiz geleceğini bir felaket bekliyor demektir. Ayrıca uyuşturucu kullanan maddi ve fiziksel olarak sadece kendisine zarar vermiyor. Rahatsızlık boyutu aileye, okula ve çevresindeki insanlara da yansıyor. Ne yazık ki toplum sorunlu duruma dönüşüyor.

Hürriyet Gazetesinin yazdığına göre İstanbul Ümraniye de öğrencileri taşıyan servis şoförü yolda uyuşturucu krizi geçiriyor. Üstelik Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi şoförü. Dehşet dolu anlar yaşanıyor. Yine TV haberlerine göre İstanbul Şişli’de bonzai alan servis şoförü sızıp kalıyor. Büyük kazadan kıl payı kurtuluş… Daha kim bilir, kaç servis şoförü uyuşturucu pençesinde kıvranırken, acaba kaç öğrencimiz kurbanlık koyun gibi sırasını bekliyor. İnsan aklının alacağı şeyler değil. Uyuşturucu virüsü geleceğimizi tehdit ediyor.

Toplum sadece bedenen değil, aklen de uyuşmuş gibi gözüküyor. En kötüsü de akıldan uyuşma olmasa, bedenden uyuşma olmaz.x

Toplum zaman yitirilmeden bu bataklıktan kurtarılamazsa, on, yirmi yıl sonramızı düşünmek bile istemiyoruz. Ruhsal ve bedensel sağlığı olmayan toplumdan, sağlıklı sonuçlar beklemeye olanak yoktur.