Büyük risk altında gecesini gündüzüne katarak fedakârca hizmet veren başta doktorlarımız olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımızı kutluyor ve alkışlıyoruz.

Ama ben UTANIYORUM!

“Beni Türk hekimlerine emanet edin” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün sağlık alanında yaptığı devrimler hala günümüze ışık tutmayı sürdürmekte. Türk insanının sağlığının emaneti olan doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın pandemi dönemindeki üstün gayret ve çalışmalarını alkışlamak ile ödeyemeyiz.

20 yıldır AKP iktidarı döneminde, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi, piyasalaştırılması, insanımızı adeta sağlık hakkı sahibi olmaktan çıkarıp, yerine müşteri yerine kondurmuştur.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine göre, iktidar olup devleti yönetmeye talip olanların birinci görevi halkın sağlığını sağlamaktır.

Atatürk 1 Mart 1922’de TBMM toplantısında;

“ Efendiler, milletimizi tam asayiş halinde yaşatmak, öncelikli emelimiz olduğu kadar onun sıhhatine de itina etmek zorundayız. Bunu sağlamak için hekim sayımızı çoğalttık. Bulaşıcı hastalıklara karşı en kati tedbir olan aşılar artık tamamiyle memleketimizde üretilmektedir. Beş milyon kişilik çiçek aşısının, 537 kilogram kolera, 477 kilogram tifo aşısının Sivas’ ta üretilmiş olduğunu zikretmek fikir verebilir. Memleketimizin bazı yerlerine kafi miktarda kinin dağıtılarak frengi afetinin yok edilmedi için de mümkün meblağ sarf edildi. İstanbul ve Sivas’ın ardından Diyarbakır’da da Hıfzıssıhha açılacaktır.”

Nerden… nereye…

Dünyayı sarsan virüs elbette bizim ülkemizde de etkisini gösterecekti.

Neden bütün hastaneler kapatılıp bir tek şehir hastaneleri yapıldı?

Bir salgın, bir afet veya savaş olma riski varken elimizdeki hastaneler neden yok oldu? Kimler zengin olacaktı bu yeni plan ile?

Ordu’da yoğun bakımda yer olmadığı için yemekhane ve otoparkların yoğun bakım ünitesine hazırlandığı haberleri,

Ağır corona hastalarının yer olmadığı için evlerinde sıra beklediği,

Test yaptırmak için özel hastanelerin fahiş fiyat istediği

Sağlık çalışanlarının bir yıldır çektikleri sıkıntıları “alkışlayarak” telafi edeceğini düşünen, özel hastane sahibi! Sayın bakanımızın, virüs yüzünden hastalanan ve vefat edenlerin sayısının saklamak zorunda! bırakıldığı,

Kapanmak zorunda kalan, lokanta, cafe gibi iş yerlerinde çalışanların işsiz kaldığı,

Esnafın, vergi, sigorta, kira, faturasını ödeyemediği, ekonominin çöktüğü ülkemizde iktidarın derdi “Bay Kemal”

1922…

2020

Ne kadar yol aldığımız ortada.

Biz seninle beraber yürümedik be reis bu yollarda!

Ben hekimlerimize, sağlık çalışanlarımıza, vatandaşa yapılanlardan sorumlu olmadığım halde UTANIYORUM!

Her gününüz güzel olsun.