Klasik Türk Müziğinin lokomotifi Üsküdar Musiki Cemiyeti 15 Kasım gecesi İstanbul Altunizâde Kültür Merkezinde güzel bir konser verdi.
ÇESİAD (Çorum’lu Eğitimci, Sanayici ve İş Adamları Dayanışma Derneği) ve Üsküdar Belediyesinin ortaklaşa düzenledikleri konseri Kargılı kardeşimiz Tahsin Şahin ve sanatçı Recep Ergül sundular, Şef Yıldırım Bekçi yönetti.
Konsere Üsküdar Musiki Cemiyeti Başkanı bestekâr Amir Ateş ve Çorum’lu hemşehrilerimizden Çesiad Başkanı Ahmet Lapacı, eski milletvekili Ali Yüksel Kavuştu, Necati Şahin, Murat Yıldırım, Muzaffer Canıdemir, Murat Yıldırım, Murat Karaca, İbrahim Sezikli, Dr. Nabi Kızmaz, Hüseyin Akmaz, Sururi Onan, Murat Başer ve Şerif Akkoca katıldılar.
Konserle ilgili broşür olmadığından konsere sazlarıyla ruh ve ritm veren saz sanatçılarının isimlerini yazamadığım için üzgünüm.
Hicaz peşreviyle başlayan konserde Hicaz şarkılardan sonra Aydın Varol’un Nihavent taksiminin ardından rahmetli Şekip Ayhan Özışık’ın çok sevdiğim “Yine hazan mevsimi geldi” şarkısı müzikseverleri coşturdu.
Gençlik yıllarımda dilimden düşmeyen bu güzel şarkı beni de çok etkiler.
1995 yılında bir Cumartesi günü Anadolu Yakası Musiki Cemiyetinde bu şarkıyı geçerken yanıma ihtiyar bir delikanlı oturdu. Şarkı bitinceye kadar heyecandan notayı tutan elleri titredi, halden hâle girdi. Şarkı bitince, “hayrola beyefendi, bu ne heyecan, rahatsızlandınız mı? dedim. “Siz beni tanımıyorsunuz değil mi? Ben Şekip Ayhan’ın abisi Edip Kayhan Özışık’ım, bu şarkıyı beraber yapmıştık, nasıl heyecanlanmam ” dedi. ” Ayağa kalkarak elini öptüm. Tebrik ederim, muhteşem bir şarkı yapmışsınız” dedim.
Konser sonunda şef Yıldırım Bekçi Âmir Ateş üstadı sahneye davet etti. Âmir hocam kendi bestesi olan “Ben seni unutmak için sevmedim ve Bir kızıl goncaya benzer dudağın” adlı şarkılarını çok güzel yorumlayarak müzikseverleri adeta büyüledi.



Bestekârın kendi bestelediği şarkıyı kendi sesinden dinlemek her müziksevere nasip olmayan büyük bir mutluluktur.
21 senedir İstanbul’da Klasik Türk müziği konserlerini kaçırmayan ben böyle bir mutluluğa erişen şanslı insanlardan biriyim.
Rahmetli Semahat Özdenses’ten “Her mevsim içimden gelir geçersin” (Bu şarkıyı Çorum lisesi Matematik öğretmenim sevgili Metin Aşkın hocam da çok severmiş)
Selahattin İçli’den “Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum”, Zeynettin Maraş’tan “İnleyen nağmeler ruhumu sardı”, Bilge Özgen’den “Dediler zamanla hep azalırmış sevgiler” Erol Sayan’dan “Geçsin günler haftalar”, rahmetli Necdet Tokatlıoğlu’ndan “Artık yeşerecek bir dalım yok” (Akşehir’de yedek subayken Necdet Tokatlıoğlu’yla “Bu ne acı bu ne keder, sus kalbim sus artık yeter” şarkısını sahnede birlikte söylemiştik) Melahat Pars’tan “Ben gamlı hazan sense bahar, dinle de vazgeç” Ülkü Aker’den, “Bana kollarını uzatsan biraz, sana kul olurum seven ne yapmaz” (???) şarkılarını kendi seslerinden dinlemiştim.
24 Kasım “Öğretmenler Günü’nde Osmancık’taydım. Osmancık orta okulundan Matematik öğretmenim Mahir Gülbey’i, Çorum lisesinden Matematik öğretmenim
Metin Aşkın’ı, Beden Eğitimi öğretmenim Hikmet Dikmen’i (Alaçatı’da yaşıyor), Edebiyat öğretmenim Bengü Can Topaloğlu’nu (Bodrum’da yaşıyor) telefonla arayarak öğretmenler gününü kutladım, hayır dualarını aldım.
Serik ve Antalya lisesinden emekli olmuş yaklaşık 25-30 öğrencim de beni arayarak halimi hatırımı sordular. Öğrencilerimizin “Nasılsınız hocam, bir emriniz var mı?” sözü biz öğretmenler için tarifi imkânsız büyük bir mutluluktur.
26 Kasım 2014