Dün Osmancık’lı emekli İmar Müdürü mimar arkadaşım Selim Çatal’la beraber, arkadaşı Üsküdar Musiki Cemiyeti başkanı Amir Ateş’i ziyarete gittik. Amir Ateş hocamız yardımcısı bestekâr Alaeddin Pakyüz’le beraber bizleri çok güzel karşıladılar. Sohbetimiz sırasında Amir beyi ziyarete gelen bir çok bestekâr, saz ve ses sanatçıyla tanıştık.

Çocukluğumdan beri, Türk müziğinin kalbinin attığı yer olarak adını çok duyduğum Üsküdar Musiki Cemiyeti rahmetli Emin Ongan hocamızla tam bir konservatuvara dönüşmüş.

Adeta Türk musikisinin mabedi olan Üsküdar Musiki Cemiyeti 1918 yılında I. Ordu Baş Müfettişi Miralay Hacı Reşit Beyin oğlu Ata Bey tarafından kurulmuş.. Bugün Emin Ongan Üsküdar Musiki Cemiyeti adıyla Üsküdar Doğancılar yokuşunda kendi binasında Türk müziğini gelecek kuşaklara taşıyor..

Yaklaşık 300 öğrencisi olan cemiyet, A,B,C sınıfları, Meşk sınıfı, İcra sınıfı ve bir de çocuk korosuyla faaliyetine devam etmektedir.

Amir Ateş 1942 yılında İzmit Kandıra’da doğmuş. 1959 yılında girdiği Üsküdar Musiki Cemiyetinde Hasan Akkuş, Kemal Batanay, Sabahattin Volkan, Halil Can ve Sadettin Kaynak’tan feyz almış ve manevi babam dediği Emin Ongan’ın desteğiyle bugün iki binin üzerinde besteye imza atarak, yaşarken efsaneleşmiş bir bestekârımızdır.

Cemiyetin meşk sınıfında Amir hocamın “Bir kızıl goncaya benzer dudağın” adlı Muhayyer Kürdi şarkısı okunurken, Amir hocamla 2000’lerde Özgürlük parkında yaşadığımız müşterek bir hatıramızı paylaştık. 

Ben parkta yürürken,  Amir beyin geldiğini gördüm ve ıslıkla, “Bir kızıl goncaya benzer dudağın”  adlı şarkısını çalmaya başladım. Yaklaşınca Amir bey gülerek, “beni gördüğünüz için mi şarkımı çalıyorsunuz beyefendi?” dedi. Ben de “evet hocam,” dedim ve elini öperek tanışmıştık.

Sohbetimiz sırasında Amir beye ” hocam şu ‘Eylül akşamları’ adlı şarkınız çok güzel, son günlerde dilimden düşmüyor” dedim. Amir hocam gülerek, odada bilgisayarla çalışan TRT ses sanatçısı Nihal Arda hanıma, “ Nihal internetten bu şarkımı dinletir misin bize?” dedi. Internet ne muhteşem bir icat yarabbi. İki dakika sonra Amir hocamın bu güzel şarkısını Sezen Cin’in güzel sesinden dinlemeye başladık. Sözleri Nükhet Ulaştır’a ait Amir Ateş’in Muhayyer Kürdi şarkısını huşu içinde dinledik.

Sevenler hep ağlarmış, / Yanar bağrın dağlarmış,

Çiçekler yas bağlarmış, / Eylül akşamlarında…

Ne olursun kal gitme, / Beni sevginden etme,

Sana hasret bekletme / Eylül akşamlarında…

Bütün yapraklar soldu, / Gönüller özlem doldu,

Gidenler dönmez oldu, / Eylül akşamlarında…

Amir bey mütebessim yüzüyle güven veren,  gülen gözleriyle insanın içini ısıtan ve asaletini tevazuyla bezeyen çok güzel bir insan. Allah onun gibi güzel insanları başımızdan eksik etmesin.

Yardımcısı bestekâr Alaeddin Paksoy hocamla çok eski tanışırız. Elazığ doğumlu Alaeddin hocam gençliğinde profesyonel futbol oynamış, yıllarca teknik direktörlük yapmış ve yetmişin üzerinde besteye imza atmış çok mütevazi ve yetkin bir bestekâr.

Cemiyetle 2004’te Güney Kore’de katıldığı İpekyolu festivalinde Seul Büyükelçimizin internetten bir şarkısını indirerek kendisine dinlettiğini hiç unutamadığını söyledi.

Söz ve müziği kendisine ait şu Hüzzam şarkıyı Alaeddin bey çok severmiş.

Bu hüzzam sana, / o güzel gözlerine,

Gülünce bahar açan yüzüne,

Issız kış ortasında kapkaranlık bir gece,

Mevsim yemyeşil olur, gülümse…(İkinci kıtayı yer darlığından yazamadım.)

İyi ki böyle güzel cemiyetlerimiz ve değerli bestekârlarımız var. Yoksa klasik Türk müziği bizim kuşakla beraber tarihe karışacak.