Elinizde tuttuğunuz bu gazete, kurulduğu günden beri Çorum’a “üniversite” kazandırmanın mücadelesini veriyor.

 

1990’da, dönemin Çorum Valisi Şevket Ekinci ve iktidar partisinin etkili Çorum Milletvekili Ünal Akkaya ile birlikte, Çorum Hitit Üniversitesi Vakfı girişimine öncülük etmiştik.

1992’de yeni üniversiteler kurulurken “Baba, Çorumlu üniversite bekliyor” diye kampanya başlatmış, Çorum’un hakkı yendiğinde ise “Baba’dan hayır çıkmadı!” diye tepkimizi göstermiştik.

1995’te yine, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le “üniversite yüzünden” Hürriyet sayfalarında tartışmaya tutuşmuş, hatta Milliyet ve Show TV tarafından bu tartışmada Demirel’e karşı 2-1 galip ilan edilmiştik.

Yıllar boyunca “üniversite” en önemli gündem maddemiz olmaya devam etti. Üniversiteyi isterken, adının “Hitit” olması gerektiğini de ısrarla savunduk. “Çorum, sahip olduğu Hitit gibi evrensel değerde bir uygarlık referansını elinin tersiyle itemez” dedik.

Nitekim 4 yıl önce, başta Çorum Milletvekili Agah Kafkas’ın sağduyulu yaklaşımı sayesinde, üniversitenin adı “Hitit Üniversitesi” olarak gerçekleşti.

Aradan geçen 4 yılda üniversitenin akademisyen kadrosu güçlendi, öğrenci sayısı arttı, açılan yeni bölümler oldu. Çok önemli sosyal, kültürel, bilimsel etkinliklere imza atıldı.

Ama, 4 yılda Çorumluların arzuladığı gelişme sağlanabildi mi?

Buna olumlu yanıt vermek kolay değil. Zira, Sayın Rektör’ün ve yönetici kadronun tüm iyi niyetine, samimiyetine, çabasına karşın, Hitit Üniversitesi Çorum’la kucaklaşamadı, bütünleşemedi, dolayısıyla yeterince büyüyemedi.

Siyaset kurumunun bunda önemli payı olsa da, maalesef gerçek bu.

Rektör seçimi geçen hafta yapıldı ve Prof.Dr. İrfan Çağlar, Prof.Dr. Reha Metin Alkan ve Prof.Dr. Serdar Kılıçkaplan ilk üç sırayı aldı.

En çok oyu alan 6 isim YÖK’e bildirilecek, YÖK de bunlardan 3’ünü Cumhurbaşkanı’nın onayına sunacak.

Galip ihtimaldir ki, oylamada ilk 3’e giren isimler Cumhurbaşkanı’nın önüne konulacaktır.

“Nasıl bir rektör?” ya da “Kim rektör olmalı?” sorularına sayfalar dolusu tahlil, yorum ve değerlendirmelerle karşılık verilebilir.

Ama şimdi,  “Kim rektör olabilir?” sorusuna geldik.

Yani, YÖK’ün yaklaşımı nasıl olacaktır, Köşk’ün iradesi ne yönde tecelli edecektir?

Elbette, ortaya çıkacak sonucu saygıyla karşılayacağız.

Ama, (ister Sayın Kılıçkaplan yeniden atansın, ister Sayın Çağlar, isterse Sayın Alkan gelsin) kim rektör olursa olsun, yerleşke sorununun en isabetli biçimde çözümünden, Tıp Fakültesi’nin getirilmesine, bazı yeni fakülte ve bölümlerin açılmasına kadar Çorum’un büyük beklentileri var.

En önemlisi de, üniversite-kent ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılması gerekiyor.

Üniversite’nin kente kollarını açması, kentin de Üniversite’yi cömert, samimi ve sevecen duygularla sahiplenmesi…

Siyaset kurumunun da, dayatmacı değil, Üniversite’nin önünü açıcı olması…

Özeti; demokratik olgunlukla, karşılıklı anlayış ve hoşgörüyle, saygı ve sevgiyle kucaklaşmayı bekliyor, umuyoruz Hitit Üniversitesi’nin ikinci 4 yıllık döneminde.

Unutmayalım ki, Hitit Üniversitesi’nin büyümesi, Çorum’un büyümesi demektir.

Hep dediğimiz gibi, kentler büyük projelerle büyür.

Hitit Üniversitesi de, Çorum’un ‘sosyal, kültürel, ekonomik’ en büyük projelerinden biridir.