Aydın olmak zordur bu ülkede. Cezaevini göze alacaksın. Mahkeme salonlarını göze alacaksın. Kurşunu göze alacaksın. Ölümü göze alacaksın bu ülkede.
Yani zordur bu ülkede aydın olmak.
Çünkü aydın olmak yalakalık değildir. Aydın olmak dalkavukluk değildir. Kafasını ve kalemini kiraya vermek değildir aydın olmak.
Evrensel değerlerin, insan haklarının, sosyal devletin, düşünce özgürlüğünün yanında olmaktır aydın olmak.
Düşüncesini tutsak etmez, tabulara sığınmaz, bir gücün gölgesine girmez aydın.
Ama bir koruyanı da yoktur aydının.
***
Ne zaman ki, siyasal tansiyon yükseltilmek istenir...
Ne zaman ki, siyasal ve toplumsal irade bir yere yöneltilmek istenir...
İşte o zaman "derin irade" tetikçilerini piyasaya sürer.
Tıpkı Uğur Mumcu cinayetinde olduğu gibi...
Tıpkı Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi...
Çok insan kullanıldı tetikçi olarak. O "derin irade"nin amacına ulaşması için çok aydın öldürüldü bu ülkede.
Savcı Doğan Öz öldürüldü. Bedrettin Cömert öldürüldü bu ülkede.
Ümit Kaftancıoğlu, İlhan Erdost öldürüldü...
Abdi İpekçi, Onat kutlar, Çetin Emeç öldürüldü...
Cavit Orhan Tütengil öldürüldü...
Ahmet Taner Kışlalı öldürüldü...
Ve daha niceleri...
Ve de Sivas'ta 33 aydın yakıldı bu ülkede.
Onlar ki; dalkavukluk yapmadılar, kalemini satmadılar. Namuslu, dürüst, cesur birer yurtseverdi onlar.
Ama onlar, faili meçhul oldular.
***
İşte onlardan biri: Prof. Dr. Muammer Aksoy... 1977 CHP İstanbul Milletvekili...
Hukukçu ve siyaset adamı... 1961 Anayasasını hazırlayan komisyonun sözcüsü... Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyeliği... 12 Mart Muhtırası ile tutuklanma...
Avrupa Konseyi Türkiye temsilciliği, Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı... 12 Eylül 1980'den sonra Ankara Barosu Başkanlığı... Ve 1989'da Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu...
31 Ocak 1980 günü Ankara Bahçelievler'deki evinin önünde kurşunlanarak öldürüldü.
***
Ve Prof. Dr. Bahriye Üçok...
Tarihçi ve siyaset bilimci... Senatör... Milletvekili...
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin ilk kadın öğretim üyesi...
Ve 1989'da Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu...
Cumhuriyet gazetesi yazarı da olan Bahriye Üçok, "laikliğin savunucusu ilahiyatçı" olarak tanınmıştır.
"İslam'dan Dönenler", "Yalancı Peygamberler" ve "İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar" adlı üç kitabı vardır.
6 Ekim 1990 günü evine kargo ile bir kitap paketi geldi. Açarken içindeki bomba patladı. İki kolu ve bir bacağı kopan Üçok, kaldırıldığı hastanede öldü.
***
Ve Turan Dursun...
Eski İmam ve müftü... Fıkıhçı, İslam Hukukçusu... Ve bir yazar ve bir düşünür...
TRT Kültür Müdürlüğü'nde dinsel yayınların hazırlanmasında prodüktör olarak çalıştı. Birçok yapıma imzasını attı.
Köşe yazıları yazdı. Birçok kitabı yayınlandı.
Allah, Dua, Din Bu, Kulleteyn, 8 ciltlik Kur'an Ansiklopedisi, Kutsal Kitapların Kaynakları gibi...
İbn-i Haldun'un Mukaddime adlı 2 ciltlik eserini Türkçe'ye çevirdi.
4 Eylül 1990 günü İstanbul'da, evinden çıkıp işe giderken silahlı bir saldırı sonucu öldürüldü.
***
Ve Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu...
Tarihçi ve yazar...
Ankara Üniversitesinde, Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi derslerini veren öğretim üyesi...
Evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu, 18 Aralık 2002 günü hayatını kaybetmiştir.
Ölmeden önceki son araştırması, Alman vakıflarının Türkiye'deki faaliyetleri üzerinedir. Bir teoriye göre bu araştırma nedeniyle Alman GSG 9 timleri tarafından öldürülmüştür.
Ve de ölümüyle Türkiye'yi sarsan Uğur Mumcu...
Yani Pazartesi günkü yazının konusu...