27 Eylül 2016 Salı günü “Çorum’un büyümesi, herkesin ekmeğinin de büyümesi demek” başlığı altında, “400 binlik kent”, “hem havaalanı, hem hızlı tren”, “dünyanın merkezi, barış kenti”, “süper ligde kalıcı bir Çorum” hedeflerimizi dile getirmeye çalışmıştık.
Daha doğrusu, belki yüzüncü kez tekrar etmiştik.
30 Eylül günü ise, Çorum’un hızlı treni de, havaalanını da hak ettiğini anlatarak, hangi gerekçeyle olursa olsun “havaalanı” konusunda olumsuz düşünenlerin, artık bu görüşlerini revize etmeleri gerektiğini vurgulamıştık.
Bugün yazacaklarımız da yeni şeyler değil, yıllardır tekrarlayageldiğimiz görüşler.
Ama, hemşehrilerimize sözümüz var; bıktırma, usandırma pahasına, Çorum’un hak ettiği şeyleri, güzel şeyleri, iyi şeyleri istemeye devam edeceğiz.
Çorum için yeni bir vizyon ve büyüme stratejisi gerekliliğini vurgulamaktan vazgeçmeyeceğiz.
250 BİN NÜFUSLU KENT
Çorum’un 30, 40, 50 bin nüfuslu bir kent olduğu dönemler o kadar da eski değil. Orta yaş kuşağının rahatça hatırlayabileceği kadar yakın.
(Ben, olgunluk dönemi olarak 45-75 yaş arasını alıyorum)
Örneğin 1980’de kent nüfusu 76 bin civarındaydı.
Çorum, 1989’da 100 bin nüfusu aşarak, barajı geçmişti. Dönemin Çorum Milletvekili Ünal Akkaya, Devlet İstatistik Enstitüsü’ne Çorum’un nüfusunu hesaplatarak 100 bini aştığını tespit ettirmiş, böylelikle kentin su sorunundan DSİ’nin sorumlu olmasını sağlamıştı. Yenihayat Barajı, içmesuyu temini amaçlı olarak bu yolla yapılmıştı. Başka projeler sıraya konulmuştu.
Kent, düzenli olarak büyümeye devam etti ve bugün 250 bin eşiğini aştı.
Güzel, ama yeterli mi? Değil.
SANAYİLEŞME DURAKSAMIŞ OLMASAYDI...
1970’li yıllardan itibaren sanayileşme hamlesini başlatmış olan Çorum, 1980’li yıllarda “Anadolu Kaplanları” arasındaydı. Anadolu’nun sanayi kentlerinden Kayseri, Gaziantep ve Denizli’nin hemen arkasındaki takipçilerindendi.
Üç-beş esnafın bir araya gelip fabrika kurması, ekonomistler tarafından “kalkınmada Çorum modeli” diye niteleniyordu. Çorum, “KOBİ Başkenti” diye anılıyordu.
Çorum’da girişimci ruh vardı, yatırım iklimi oluşmuştu.
Çorumlu, dişiyle-tırnağıyla, büyük bir özveri örneği sergileyerek, Anadolu bozkırında bir “sanayi vahası” meydana getiriyordu.
Ne yazık ki, 90’lı yıllarda bu süreç kesintiye uğradı. Adeta, “Bu Çorum fazla ileri gitti” denilircesine, OHAL teşvikleri ile Çorum’un önü kesildi. Sanayileşmesi duraksatıldı.
Ve Kayseri, Gaziantep, Denizli gibi Çorum’un hemen önündeki koşucular, ipi göğüsleyip “sanayi kenti” unvanını alırken, Çorum “sanayileşmekte olan kent” çizgisini geçemedi.
Bu süreç, ne yazık ki 2000’li yıllarda da devam etti ve Çorum kayda değer bir yeni sınai yatırım alamadı.
Bunları bıktırırcasına yazıp duruyorum ki, kaybettiklerimizi hatırımızdan çıkarmayalım, yeni kayıplara uğramamak için uyanık olalım.
ÜNİVERSİTE 1992’DE KURULABİLSEYDİ…
Çorum’un “üniversite” serüvenini “Baba’dan hayır çıkmayınca üniversite tam 14 yıl gecikti” başlığıyla 9 Haziran 2016 günlü ÇORUM HABER’de anlatmıştım.
O gün 8. sayfanın tamamını kaplayan bu yazının kupürünü vererek, yaşananları ve benim şahsen verdiğim mücadeleyi bir kez daha hatırlatmak isterim.
Özetle, 1992’de üniversite hakkı yenilen Çorum, “üniversite kenti” olamadı.
40-50 bin öğrenci yerine, bugün 17.500 rakamıyla yetinmek zorunda kaldı.
Elbette buna da şükür ve Rektör Prof.Dr. Reha Metin Alkan’ın hakkını burada teslim etmeden geçemeyiz, ama “büyüme” adına hep “eksi” değil mi geçmişte kaybettiğimiz zamanlar?
ESKİDEN ALAY VARDI…
Yine, geçmişte Çorum’da “piyade er eğitim alayı” vardı.
Askerlerle, asker aileleriyle Çorum, ayrıca hareketli bir kentti.
Sonra kışladaki birlik “jandarma komando taburu”na dönüştü, giderek de tamamen Çorum’u terk etti.
İl Jandarma Komutanlığı bünyesindeki birimler dışında Çorum’da askeri birlik kalmadı.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Ankara’daki askeri birliklerin çevre kentlere kaydırılması söz konusu olunca, ÇORUM HABER olarak biz yine görevimizi yaptık; bu yönde girişimlerde bulunulması gerektiğini hatırlattık.
Şu ana kadar etkili bir girişim olmadı.
Bazı komşu kentler ise büyük askeri birlikleri kaptı.
Çorum’a bir kez daha geçmiş olsun.
BÜYÜME BÜYÜK PROJELERLE OLUR
Kentsel büyümenin, ancak büyük projelerle mümkün olabileceği de bir gerçek.
Yıllardır, bu yönde ufuk açmaya çalışıyoruz.
Ama, toplumun önyargıları, kişilerin egoları, kaprisler, kompleksler, kocaman engeller olarak karşımıza çıkıyor.
Fitne, fesat ve haset, hız kesmiyor.
Bir yandan Çorum ekonomisinde çöküntü belirtileri ortaya çıkmaya başlarken, diğer yandan yatırımların önünü açacak psikolojik ortam, habire zehirlenmeye çalışılıyor.
Bu olumsuz faktörler nedeniyledir ki, bizim yıllardır 2023 hedefi olarak ortaya koyduğumuz 400 bin hedefine yaklaşamadık. Örneğin, bugün itibariyle 300 bin rakamını geçmiş olabilirdik ve 400 bin hedefi çoktan “ulaşılabilir” hale gelmiş olabilirdi.
ULAŞIM ALTYAPISINDA DEVRİM
Ulaşım bakımından karayoluna mahkûm Çorum, demiryolu ulaşımı ve hava ulaşımı için yıllardır mücadele ediyor.
Daha birkaç gün önce yazdığım için, bu konuda yeniden ayrıntıya girmek istemiyorum.
Ama, hızlı tren ve havaalanı, Çorum’un “büyüme” stratejisi açısından çok büyük önem taşıyor.
Tekrarlamalıyım ki, “hızlı tren getiriyoruz, havaalanı şimdilik gereksiz” demeye kimsenin hakkı yok.
Özal döneminin “Karadeniz Ekonomik İşbirliği” projesini ve Çorum’un hayallerini de unutmayalım:
Çorum, bölgenin sanayi merkezi, üretim üssü, Samsun Limanı da dünyaya açılan kapısı olacaktı. Tabii demiryolu ulaşımı da gerçekleşecekti.
Bugün “adıyla eğleşildiği” gibi değil, gerçek anlamda küresel pazarlara açık bir “bölgesel kalkınma” öngörülüyordu.
BELEDİYE’NİN “YAŞANIR BİR KENT” ÇABALARI
Belediye’nin meydan ve park projeleriyle Çorum’u “daha yaşanır bir kent” haline getirmeye çalıştığını, bu doğrultuda “alkışa değer” adımlar attığını sık sık ifade ediyoruz.
Yani, Sezar’ın hakkını Sezar’a, Külcü’nün hakkını Külcü’ye veriyoruz.
Biliyoruz ki, kentsel donatıların “yaşam için tercih edilme” noktasında, dolayısıyla büyümede büyük önemi var.
Yine, kültür, eğlenme, dinlenme mekânlarının, markaların, sosyal kurumların, her alanda kalitenin, entelektüel seviyenin büyük önemi var.
Çorum kabuğunu kıracaksa, çıtayı böylesine yüksek noktalara koyarak kırabilir.
DÜNYANIN MERKEZİ, BARIŞ KENTİ
Çorum, bize göre “dünyanın merkezi”.
Hatta bu merkez tam da “Saat Kulesi”…
Milletvekilleri de, Belediye Başkanı da, Nasrettin Hoca’dan yola çıkarak “İnanmayan ölçsün” diyorlar ki, biz de buna katılıyoruz.
Ama, Çorum’un elinde daha somut, daha anlamlı bir argüman var: Kadeş Barış Antlaşması…
İnsanlık tarihinin ilk yazılı barış antlaşmasının taraflarından biri Hititler.
Hitit uygarlığının başkentini bağrında taşıyan Çorum, bu nedenle, “Barış Kenti” unvanını, belki de dünyada en fazla hak eden kentlerden biri.
Bu, kolay kolay ele geçebilecek bir avantaj değil.
Üstelik, Kadeş Barış Antlaşması’nın altında kraliçelerin imzalarının da olduğu ortaya çıktı ki, Kadeş, ayrıca kadın-erkek eşitliğinin de insanlık tarihindeki ilk belgesi sayılıyor.
CUMHURBAŞKANI’NIN DESTEĞİ ALINABİLİRSE…
Milletvekili İlksen Ceritoğlu Kurt, bu konuda gerçekten takdire şayan bir çaba gösterdi; yaklaşık bir ay sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, himayesine aldığı Uluslararası Barış Çalıştayı’na katılmak üzere Çorum’a gelecek.
Çorum için büyük fırsat.
Çorum’un “büyük kent” olma arzusu, azmi ve iradesi ortaya konularak, Cumhurbaşkanı’nın desteği de alınabilir ve aslında, işte o takdirde en büyük mesafe kat edilmiş olur.
Çorum, doğru ifade edilebilirse, sahip olduğu değerler ve uygarlık referansı iyi bir biçimde ortaya konulabilirse, eminim ki, Cumhurbaşkanlığı katında da kabul görecektir.
SPOR VE BÜYÜK KENT OLGUSU…
1967’de Çorumspor kuruldu, sıkı bir taraftarı oldum. (Daha önce de, Türkiye’de -şimdi olduğu gibi- Beşiktaş, Çorum’da Güneşspor taraftarıydım.) 1970’li ve 80’li yıllarda gazeteci ve yönetici olarak kulübün her türlü sorununun içinde bulundum.
Bugün Çorumspor yok, Çorum Belediyespor var.
Benim için aslolan, Çorum’u profesyonel futbol liglerinde temsil eden takımdır.
Maçlarını izleyemesem de, Çorum Belediyespor’u yakından izliyorum.
Başarılı olmasını belki herkesten fazla arzuluyorum.
Çünkü, Çorum’u süper ligde görmek, herkesten çok bizim kuşağın düşüdür diye tahmin ederim.
Planlı bir tırmanışla, Çorum Belediyespor Çorum’un adını süper lige taşıyabilir, buna inanıyorum.
Süper ligde bir takım da, “büyük kent” olgusunu tamamlayan unsurlardan biri zira.
Kısacası, her alanda olduğu gibi sporda da başarı, büyük düşünmekle ilgili.
Büyük hedeflere doğru yürüyenler, mutlaka mesafe alırlar. Ve öngördükleri vadede olmasa bile, bir sonraki aşamada hedeflerine ulaşırlar.
Tabii, birlik ve beraberlik içinde olmak kaydıyla…
Dayanışma, güçbirliği ve hedef birliği ile…


ÇORUM HABER, 27 Eylül 2016

ÇORUM HABER, 9 Haziran 2016