Her türlü müzikten oluşan yüzlerce kaset vardır çünkü. Arzu ederseniz, dünya ülkelerinden çekilmiş fotoğraflarının oluşturduğu fotoğraf albümlerindeki fotoğraflara doya doya bakabilirsiniz. Üçüncü bina sahaya ilk girişte görünmese de dikkatle gezenlerin ilgisini çeker. Gemi kamaralarının yuvarlak pencereleri gibi pencereler ibulunan, tek kat üzerine inşa edilmiş, burası, müzikli sohbetlerin yapıldığı mekandır. Çorumlu müzik sanatçılarının meşk ettiği konaklama yeridir adeta. Bir nevi konuk evidir. Dr. Alaadin Yavaşça’yı ve Bestekar Avni Anıl’ı bu mekanda dinlersiniz Çorum’a geldiği zaman. Bu mekanın sahibi de müzik tutkunudur. Sanat ve sanatçı dostudur. Kartal Yuvası da gönlü gibi her an sanata, sanatçıya daima açıktır. Dost canlısı, arkadaş canlısı, insan sever, konuk severdir çünkü. Çorum’a, Türkiyece tanınmış sanatçılar geldiğinde Kartal Tepe’ye gelip Kartal Yuvası’nı görmeden, burasının ‘yaratıcısını’ ziyaret etmeden gitmez. Yalnız onlar mı, kentin üst düzey yöneticileri, bürokratları da, özellikle müzik seven ve icra edenler de...

Kartal Tepe’nin bina önleri çocukların yuvarlanacağı, her türlü oyunlarını oynayacağı; büyüklerin çıplak ayakla gezip dolaşabileceği özel çim ekilmiş yeşil alandır.

Büyük bahçesinde her türlü meyve ağaçlarının arasında dolaşmak cana can katar. Ciğerlerinize doya doya çekeceğiniz oksijenin bol olduğu yerdir burası. Esrikliğinizi gidereceğiniz, sohbet ederek anılarınızla dolaşacağınız yerdir. Bir de yalnızsanız, dolunayın şavkının havuza düştüğü mehtaba rastlarsanız eğer, şairlere dizelerin ‘döktürüldüğü’; bestekarlara içli bestelerin yaptırıldığı yer olur size Kartal Tepe. Ömre ömür katan bir yerdir Kartal Tepe. Yalnız insanlar değil, gözleri ayrı renkte Van Kedileri ile Kangal Köpeklerin koyun koyuna yattığı, aynı çanaktan yeyip içtiği bir coğrafyadır Kartal Tepe...

*

Kartal Tepe yarım asır öncesinden böyle güzel, böyle çekici, herkesin gidip görmeyi arzuladığı bir yer değildi. Deve çökerten dikenlerin oluştuğu, kuş uçmaz, kervan geçmez; ekilse de mahsül vermez, taşlık, Büğet Köyü yolu üzerinde, adı sanı olmayan kel bir tepeydi. Oysa, Çorum Barajına hakim, şehrin en güzel seyredilebileceği bir ‘çal’dı, ama bu denli cazibesi yoktu. Burayı keşfeden, bu denli cazibe merkezi yapan, herkesin görmeyi arzuladığı bir yer yapan içimizden biri oldu. Çorum’da yediden yetmişe her insanın tanıdığı; halk arasında “Fakir Babası”, “İyilik Meleği” olarak tanınan; doğa aşığı, sanatçı dostuk; sevgi, özveri, hoşgörü, paylaşım insanı; 70 yıl ‘tıp yolunda’ bıkıp usanmadan, gece-gündüz demeden şifa dağıtan içimizden biri Dr. Rifat Patır oldu. Dr. Rifat Patır için bu ifadeleri yalnız ben kullanmıyorum; Çorum’da kime sorsanız Dr. Rifat Patır’ı, çok daha güzel ifadelerle de tanımlar. Ancak Çorum Senatörü merhum Abdullah Ercan da bir başka tanımlamış Dr. Rifat Patır’ı:

“Dr. Rifat Patır bir kurumdur. Devlet Hastanesi, Sigorta Hastanesi, Verem Hastanesi; hatta Sağlık Müdürlüğü nasıl bir kurumsa, Patır da bir kurumdur.”

Ayrıca şu beyti de yine Dr. Rifat Patır’adır:

“Her sayrının yüz sürdüğü şifa posti Rifat Patır

Fakir dostu, garip dostu, insan dostu Rifat Patır.”

Dr. Rifat Patır’a övgülerle çok şey söylenmiş; onunla çok söyleşiler yapılmıştır. Konferanslara çağrılmış; örnek alınması için mesleğinden, yaşamından çok şeyler anlattırılmıştır. Özdeyişle gazetelerin, dergilerin, radyo ve televizyonun ilgi odağı olmuştur. Halen aranmakta, sağlıklı ve dinç yaşamını sürdürmektedir Kartal Tepe’de... Sağlıklı ve dinç, uzun yaşamaya nasıl kavuşulur anlattırılmıştır. Bunlar bir defa, on defa değil; yüzlerce defa, hatta yaşamı boyunca sorulup örnek alınmıştır. Çorum’da bir fenomen; bir idol; bir örnek kişi olmuştur Dr. Rifat Patır. Ve de bir örnek kişiliktir Dr. Rifat Patır...

Dr. Rifat Patır 05 Ağustos 1926 doğumludur. Bugünün hesabıyla 95 yaşında hala çok sağlıklı ve dinçtir. Kendisi hep:

Stresten uzak durduğunu söyler.

üzüntüye sürükleyen görüntü, duyuntu, yaşantıya uzun süre beynimizde yer vermemeli der.

(SÜRECEK)