Sahada aldığı başarılı sonuçlarla Yükselme Grubu’na doğru emin adımlarla ilerleyen Çorumspor’un başı, yönetimin “şeffaf” olmadığı yönündeki eleştirilerle ağrıyor. Hem de ne ağrıyor. Ortalık bir anda toz duman içinde kaldı. Belediye Başkanı Muzaffer Külcü’nün “kimse artık Çorumspor için bana gelmesin” deyip desteğini çektiğini açıklamasından sonra AKP ile CHP’nin siyaset meydanındaki çekişmesi Çorumspor üzerinden de devam etti. Her iki kanattan yapılan açıklamalarda, Çorumspor üzerinden siyaset yapılmamasına dikkat çekilirken bile Çorumspor’un siyasete alet edildiği görüldü. Gerçi her ne kadar Çorumspor siyasetin dışında tutuluyor dense de ben tam tersini düşünüyor ve söylüyorum. Çorumspor hem de siyasetin tam merkezinde kullanılıyor, kullandırılıyor.

Öncelikle, Belediye Başkanı Muzaffer Külcü’nün “Artık kimse Çorumspor için bana gelmesin” açıklamasını çözmek lazım. Külcü gerçekten eleştirileri hak etmediğini düşünerek mi böyle bir karar aldı, yoksa açıklamanın altında başka bir mesaj mı var? O gerçek, seçilmeden önce Çorumspor’u Süper Lig’e taşıma sözü veren Külcü’nün, bu yönetim anlayışı ile Çorumspor’un hedefe ulaşmasının çok zor olduğunu anlamış olması ve daha şeffaf, her kesimin desteğini alarak kendi işini de kolaylaştıracak bir yönetimin göreve gelmesini istemesi olabilir. Bunu en iyi kendisi bilebilir ama sebep eleştiriler ise, sezon başında yönetime açıktan destek sözü verip yüksek maliyetli bir takım kurdurduktan sonra böyle ortada bırakma lüksü yok.

Özellikle Anadoluda yerel yönetimlerin desteğini almayan hiçbir kulübün ayakta durma şansının olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Ama tamamen de belediyelere sırtını dayayarak ayakta kalmaya çalışmak son derece yanlış bir yol. Yoksa böyle sudan çıkmış balığa dönersiniz.

Her sezon sil baştan bir kadro kuruluyor. Hem de yüksek maliyetli kadrolar bunlar. Dolayısıyla borç da çoğalıyor. İleriye yönelik tek bir çivi çakılmıyor, taş üstüne taş konmuyor. Bu geçmişte de böyleydi. Çorumspor’un efsane başkanı merhum Dr. Turhan Kılıçcıoğlu döneminde de aynı hataya düşüldü. Bugün de devam ettiği gibi sadece günü kurtarmaya yönelik çalışmalar yapılıyor. Ne bir tesis, ne de altyapı ile ilgili bir çalışma yok. Kulübü borçlandırarak saha başarısına endeksli bir yönetim anlayışı ile Çorumspor’un geleceği karartılıyor. Takımın saha başarısı, Çorumspor’un önündeki büyük tehlikeye kamuflaj oluyor. Oysa alttaki uçurum her geçen gün daha da derinleşiyor. Çorumspor’un varlığını devam ettirebilmesi için bu uçurumu en az hasarla geçmesi lazım. Ancak bu gidişle uçurumun sonu amatör küme. Başkan Enver Şen her ne kadar “ben olmasaydım Çorumspor şimdi amatör kümedeydi” dese de, kulübü borçlandırarak saha başarısına endeksli yönetim anlayışı Çorumspor’u amatör kümeye sürüklemekte. Çorumspor’un şuandaki tek avantajı saha başarısı. Yarın başarısız bir dönemde tehlikenin boyutları daha açık belli olacak. Bugün, süper lig görmüş Yozgatspor 3. ligde… Erzurumspor’un durumu ortada ve ligden düşmesine kesin gözüyle bakılıyor. Eğer bir an önce tehlikenin varlığı görülüp gerekli önlemler alınmazsa Çorumspor da aynı duruma düşecek.

Yapılması gereken, mevcut kadroyu koruyup Süper Lig hedefini birkaç yıla yaymak. Bu arada da borçları temizleyip kurumsallaşma adına gerekli çalışmaları yapmak. Her yönüyle Süper Lig’e hazır hale getirilecek olan Çorumspor o zaman daha sağlam basacak ve daha kalıcı başarılara imza atacaktır.

Bu sezon da kaliteli bir kadroya sahip olan Çorumspor, son olarak sahasında beklenildiği gibi Karsspor’u da yenerek Yükselme Grubu hedefine bir adım daha yaklaştı. Son derece istikrarsız bir grupta Çorumspor öncelikli hedefine çok rahat ulaşır. Ama Yükselme Grubu’nda ne yapar kestiremiyorum. Kulübün önündeki mali tablo açıkçası ürkütücü boyutta. Sadece Ocak ayına kadarki tablo için yorum yapabiliyorum. Sonrası soru işareti.