Diyalektik; Aklımızı kullanarak, araştırmak ve doğruyu bulma yöntemine, basit şekliyle diyalektik denir. Modern dünyada tez ve antitezin, karşıtların bir senteze varmak üzere gelişim göstermesi, kısacası varlık ve düşünce kanunu olarak ortaya çıkmıştır.

Diyalektik bir başka deyimle karşılıklı konuşmak, tartışmak, müzakere etmektir. Diyalektiği ilk keşfeden M.Ö 500 yıllarında ülkemizin Efes Kentinde yaşamış olan Büyük Filozof Herakleitos’dur. Gözleme değer verdiği için çağının en büyük düşünürleri arasında yer alır.

“Aynı ırmakta, iki kez yıkanamazsınız” sözü ona aittir. Sadece bu deyim bile üzerinde kitaplar yazılacak derinlikte, diyalektik bir anlayıştır. Her şeyin değiştiğini ve sonsuzluğa aktığını gözlemlemiştir. Buna rağmen bu dahi kendi çağının bazı sınırlarını aşamamış, örneğin her şeyin, aynı zamanda kendi zıddını taşıdığını görememiştir. Çok emek, çok çaba harcama-sına rağmen. Örneğin “İnen yol, aynı zaman da çıkan yoldur” demiştir. Ahengin zıtların birliğinden doğduğunu görmesine rağmen, en mühimi devinimin zıtlar arasındaki etki-tepki ilişkisinden doğduğunu göremiyor. Doğanın diyalektiğini keşfedende yine bu dâhidir. Ondan sonra gelen filozoflar Herakleitos’a hak vermelerine rağmen 19. Yüzyıla kadar dar bir kalıba sıkıştırmışlardır.

Yine Eski Yunan düşünürü Sokrates diyalektiğe olumlu anlamlar kazandırıyor. “Tartışma yolu ile gerçeklere ulaşma” yöntemini kabul ediyor. İdealist ve metafizik düşüncelere sahip olan Eflatun ise “iyilik” kavramına varma yoludur, diyerek Sokrates’e idealist bir tez ekliyor. Aristoteles; “Tutarlı düşünce sanatı” olarak değerlendirmiştir. Diğer filozoflar buna karşı çıkıyor, haklı olarak. Diyalektik “gerçekleri bulma yöntemidir.” Nasıl olurda “tutarlı düşünce kuralına” dönüşür diye. Çağlar boyunca diyalektik ile mantık eş anlamlı kullanılmıştır. Günümüzde de daha çok mantık sözcüğü tercih edilmekte. Descartes ise diyalektiği daha çok “Laf ebeliği” olarak yorumlamıştır. Ne yazık ki Kant’da aynı görüştedir.

Alman Filozof Hegel “metafizik düşünce” dediği Aristo’ya darbe üzerine darbe indirmiş ve “Her şey kendi zıddını taşır, kendi ile çatışma halindedir, bu çatışma evrendeki iç dinamizmin kaynağıdır.” diyor. Çağının bu büyük düşünürü, hatta bilim adamları Hegel’i çağının Herakleitos’u olarak nitelemektedir. İyi bir idealist felsefeci olmasına rağmen, materyalist felsefenin doğuşuna kaynaklık teşkil etmiştir.

İdealist felsefe ve metafiziğe karşı, Hegel’in tezlerini kaynak alırken onu materyalist dünya görüşü ile yoğurup şekillendiren Dahi yine Alman Filozof Karl Marks’dır ve onu daim dostu arkadaşı Friedrich Engels’dir.

Marks; “Biz Hegel’in baş aşağı çevrilmiş felsefesini, ayakları üzerine oturttuk” der. Marks “Tarihteki hareket ettirici gücün (motorun) sınıf mücadeleleri” olduğunu belirtir.

Dünya filozoflarından örnekler vererek anlatmaya çalıştığım, diyalektik gerçeği yani tartışma, değişim gelişme, diyalog ve felsefe, insanlık tarihinde önemli yer teşkil eder. Gelişmenin ve gerçeğe varmanın da önemli formülüdür.

Olaylar karşısında eksik oluşumuz, yarım kalışımız, olumsuzlukların temel kaynağı diyalektik veya bugünkü deyimi ile mantık eksikliğidir. Mantık sorunların çözümünde sihirli anahtarımızdır. Yeter ki yeri ve zamanında kullanalım.

KAYNAKLAR;

1-Konu hakkında Karl Popper makalesi.

2-Felsefelogos- Diyalektik ve yöntem

3-Ankara Edu.tr Diyalektik Nedir

4-Mantıkta Diyalektik, Doktora tezi, Ali Çetin

5-Felsefenin Temel İlkeleri Georges Politzer

6-Felsefe Sözlüğü Orhan Hançerlioğlu