CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, Çorum’da iş insanları ile buluşmasında, Çorum’un “sanayi kenti” olma yolundaki çabalarına dikkat çektikten sonra, “tarih” hazinelerinden söz edip, şimdiye kadar gereği gibi tanıtılamadığına vurgu yapmış.

Toplantıyı izleyen arkadaşlarımız, CHP’nin tamamen ekonomik konuları içeren böylesine kapsamlı bir toplantı düzenlemesinin katılımcıları memnun ettiğini belirterek, Kılıçdaroğlu’nun da rakamlara hakimiyeti ile göz doldurduğunu dile getirdiler.

*

Gerçekten de, Çorum’un “tanıtım eksiği” yıllardır ifade edilmesine rağmen, bir türlü giderilemiyor, bir türlü çare üretilemiyor.

Sanayi açısından da, kentleşme düzeyi açısından da durum böyle. Çorum’a ilk kez gelen herkesin, Çorum’u küçük bir Anadolu kasabası sandığını, ama hayli gelişmiş bir kentle karşılaştığını belirtmesinden, sanayi potansiyelini ise şaşkınlıkla karşılamasından da belli ki, dışarıda “Çorum’un adı yok”!

Hele de Çorum’un bağrında taşıdığı tarih hazinelerini yeteri kadar duyuramamış oluşu, garip olmanın da ötesinde şaşkınlık verici.

Bilindiği üzere, Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2018’i “Troya Yılı” olarak kutluyor. Biz de 2019’un “Hattuşa Yılı” ilan edilmesi için kamuoyu oluşturmaya çalıştık. Resmi kanaldan ilk girişimler de yapıldı. Keşke seçimlerden önce bu söz alınsa, “Hattuşa Yılı” şimdiden Bakanlığın programına girse…

*

Çorum’un tanıtım konusundaki yetersizliği her platformda dile getiriliyor. Zaten aksini söylemek mümkün değil. Biri çıkıp, “Çorum’u iyi tanıtıyoruz” dese, herhalde herkes güler. Zira, Çorum’a gelen yerli-yabancı turist sayısı ortada.

Tabii, çaba harcanmıyor değil, ama arzu edilen başarı sağlanamıyor.

Daha fazlası, daha etkilisi gerekiyor.

*

“Hitit” ve “Hattuşa” dünya çapında birer marka.

“Hitit uygarlığının başkenti” olarak Çorum’un da turizmde bir marka olması gerekir.

İşte başarılamayan bu!

*

Yerli ziyaretçiler açısından inanç turizminin de elbette büyük önemi var. Ama, Türkiye’de “peygamberler şehri”, “sahabeler şehri”, “şehzadeler şehri” gibi isimlerle tanınan, çok önemli İslami eserlerle, Selçuklu ve Osmanlı eserleriyle dolu öyle çok kent var ki, Çorum bu bakımdan kendisine ön sıralarda yer bulmakta bir hayli zorlanır.

Çorum’un en büyük tarihi ve turistik değeri, Hitit uygarlığıdır, başkent Hattuşa başta olmak üzere Hitit kent kalıntılarıdır, kazılarda elde edilen paha biçilmez Hitit eserleridir, insanlık tarihinin ilk yazılı barış antlaşması Kadeş’tir.

“Hitit” gibi -dünyaca değerli- bir uygarlık referansı ellerinin altında olduğu halde bundan yararlanamıyorlarsa, kusura bakmasınlar, Çorumlular hatayı önce kendilerinde aramalıdırlar.

Hatayı kendimizde aramalıyız.