Çorum’un tanıtımı ile ilgili tartışma ya da değerlendirmelerde, “Çorum’u yalnızca leblebisi ile tanınan bir kent olmaktan çıkarmalıyız” görüşünde birleşilir.

Çorum’un en önemli değeri, hiç kuşku yok ki, bütün dünyanın önemsediği “Hitit uygarlığı”dır. Bir uygarlık başkenti olarak Çorum, elbette dünya çapında değer kazanır, “kültür kenti” kimliğine kavuşur.

Daha doğrusu, Çorum’un imajı, Hitit uygarlığından yola çıkılarak “kültür”, Kadeş’ten yola çıkılarak da “barış” ögesiyle donatılabilir.

*

Çorum bir de, sanayileşme alanında attığı adımlarla ve Anadolu’nun öne çıkan kentlerinden biri olarak adını kabul ettirmekle öğünüyor.

Bu yüzden, Çorum, sanayisi ile de anılsın, tanınsın isteniyor.

Hatta, ulusal ve uluslararası piyasaya sunacağı markalarla ve öne çıkaracağı öz değerleriyle “marka kent” haline gelmesi arzu ediliyor.

*

Bütün bunlar doğru, ama “leblebi” de hiç gözardı edilmemesi gereken bir simge.

Çorum denince leblebinin akla gelmesi, hiç de azımsanamayacak bir avantaj, bir şans…

Çorum, sanırım, nüfusuna oranla leblebici - kuru yemişçi dükkanı sayısı bakımından da Türkiye’de ilk sıralardadır.

Çünkü, leblebiyi önce Çorumlu sevecek ki, başkalarına da sevdirsin.

Leblebi üreticisi başka iller, ilçeler, ne yaparlarsa yapsınlar Çorum’un ününü yakalayamıyorlar. Bu erişilmezliği pekiştirmek için, başta leblebi üretim sektörünün, çok çaba harcaması, çok duyarlı olması gerekiyor.

*

İşte bu noktada bazı tereddütlerimiz var.

Çorum’dan transit geçerken Çevreyolu’ndan leblebi alanların pek çoğundan, “Meşhur Çorum leblebisi bu muymuş?” şeklinde olumsuz tepkilerin geldiğini biliyoruz.

“Nasılsa bir kez alacak” diye yolculara kalitesiz leblebi vererek Çorum leblebisinin şöhretini gölgelemeye hiç kimsenin hakkı olmamalı diye düşünüyoruz.

Elbette, düzgün, kaliteli ürün satan işyerlerini ayırıyoruz, ama belirttiğimiz türden satıcıların varlığı da ne yazık ki gerçek.

Leblebi kalitesi konusunda bir kontrol mekanizması kurulamaz mı acaba?

Ya da, etkili bir bilinçlendirme kampanyası açılamaz mı?

Böyle bir şöhrete kolay ulaşılmıyor çünkü.

Üstelik, şöhreti korumanın, ona ulaşmaktan çok daha zor olduğu hep söylenmez mi?