“Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum.
Eve ekmekle tuz götürmeyi;
Böyle havalarda unuttum.
Şiir yazma hastalığım;
Hep böyle havalarda nüksetti.
Beni bu güzel havalar mahvetti.”
Orhan Veli
Bu kış mevsimi kurak geçeceğe benziyor. Aşırı soğuklar sokakta suyun buz tutmasına yol açtı. Süs havuzlarındaki buzlar görünüşe göre bir insanın ağırlığına dayanacak kalınlığa ulaştı. Yılın son günlerinde ısı biraz artar gibi oldu. Nisan, Mayıs aylarına kadar kaloriferlerin yakıldığını düşünürsek sevinmek için henüz çok erken.
Dar gelirli insanlar ısınabilmek için ellerine ne geçerse yakmak zorunda kalıyor. Sonuçta hava kirliliği şehirlerin değişmeyen sorunu olarak yerini koruyor.
Binlerce insan için geçinebilecekleri parayı kazanabilmeleri çok zor. Onlar bulabildikleri her işte çalışmak zorunda kalıyor. İş bulabilenler kendini şanslı sayıyor.
İnşaat işçileri gibi bazı meslek grupları yazın sıcağında insanlar evlerinde klimanın yanından ayrılmazken onlar çalışıyor. Kışın soğukları, yazın sıcakları onlar için önemli değil.
Amele pazarında insan sayısı arttıkça iş bulmak zorlaşıyor. Pazarlıklar çok çetin geçiyor. Çarşıda pazarda satılan ürünlerin fiyatları arttıkça onların gündelikleri düşüyor.
Tek teselli bu günde çalışabilecek bir iş bulabilmeleri. Elbette bu soğuklarda çalışmak zorunda kalan sadece inşaat işçileri değil!