Başkan Fatih Özcan’ın “ültimatom” gibi uyarısından sonra Afyon deplasmanında kusursuza yakın bir futbol oynayıp tek golle de olsa kazanan Çorum Futbol Kulübü’nün İnegölspor maçındaki genel görüntüsü maalesef endişe vericiydi.

Aslında maça da iyi başladı Çorum FK. İlk 10 dakikada 4-0 olabilecek maç, Salih Zafer’in 8.dakikada attığı golle 1-0 devam ederken, her geçen dakika Çorum FK’nın oyundan düştüğünü gördük. Ha toparlandı, ha toparlanacak derken ilk yarı bitti.

İkinci yarıda işlerin yoluna gireceğini düşündük ama maalesef oyun olarak her şey daha kötüye gitti. İsmet Hoca’nın oyuncu değişikliği ile maça müdahale etmesini bekledik hep. İlk değişikliği 58’de Ömer Bozan’ın yerine Hüseyin Bak’ı alarak yaptı. Bence, hem gecikmiş, hem de yanlış bir değişiklikti. Sahanın en kötü oyuncularından Murat Türkkan dururken, Ömer Bozan’ı oyundan almasını doğru bulmadım.

Kaldı ki, rakip İnegölspor değil de Play-Off’u kovalayan herhangi bir takım olsaydı, her şey için çok geç bile olabilirdi. Çorum FK’nın en büyük şansı, mücadele yönünde sıkıntısı olmayan ancak üretkenlik adına ciddi sorunlar yaşayan İnegölspor gibi bir takımla oynamasıydı.

Son bölümlerde tüm riskleri alan İnegölspor karşısında kontradan önemli fırsatlar yakalayan Çorum FK, 80’de Sinan Kurumuş’la ikinci golü bulup rahatladı. Biz de, ikinci golden sonra derin bir oh çektik.

Son yıllarda izlediğim en ilginç maçlardan biri oldu. İnegölspor oynadı, Çorum FK kazandı desek hiç de yanlış olmaz. 2-0 gibi net bir skorla alınan galibiyet karşısında insanlar “rahat bir galibiyet” diye düşünebilir ama öyle olmadı. Biraz Çorum FK’nın şansı, biraz İnegölsporluların beceriksizliği ve biraz da kaleci Hasan Hüseyin’in gününde olmasıyla alınan galibiyetle play-off umutları devam ediyor.

Kayıpların telafisinin her geçen hafta zorlaştığı bir periyotta futboldan ziyade elbette sonuç önemli. Çorum FK da istediği sonucu aldı. Ancak, her zaman böyle olmayacağının bilinmesinde fayda var.

Bir de, dikkat ettiyseniz eksik oyunculara hiç değinmiyorum. Çünkü, hele de böyle takımlarla oynarken mazeret olmaz!

Bir de, dikkatimi çeken bir konu var. Şu, son dakikalarda yapılan oyuncu değişikliklerini bir noktaya kadar anlamak mümkün. Tek farkla galip durumda olursun ve zamana yönelik değişiklikler yapabilirsin, tamam. Genç oyuncuyu alırsın, ona da tamam. Ama 2-0 iken son saniyelerde hem de birkaç oyuncu değişikliği nedir ya! Bu, futbolcu sırf maç başı alsın diye kulübü zarara uğratmak değil de nedir? Bu tür değişiklikler bana samimi gelmiyor. Bence, oyuna girmek o kadar kolay olmamalı ki, futbolcu daha çok çalışsın ve oyuna girince de varını yoğunu versin.