KADER

Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır.

Güneş onu yakıp kavurur.

O da Tanrıya yakarır, keşke güneş olsaydım diye.

"Ol" der Tanrı. Güneş oluverir.

Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz.

Bulut olmak ister. "Ol" der Tanrı. Bulut olur.

Rüzgâr alır götürür bulutu, rüzgârın oyuncağı olur.

Rüzgâr olmak ister bu kez.  Ona da "Ol" der Tanrı.

Rüzgâr her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur.

Her şey karşısında eğilir.

Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar.

Ordan eser burdan eser, kaya bana mısın demez!

Bildiniz, Tanrı kaya olmasına da  izin verir.

Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı...

Sırtında bir acı ile uyanır....

Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. ..

"Amor Fati - Nietzsche "

(Kaderini sev-belki seninki en iyisidir)

 

Ben Nietzsche gibi düşünmüyorum.

Hayatı geç kavradım, olanı kader sandım.

Olmayanla savaştım, tekâmülde zorlandım.

Kader alında değil, akılda şifrelenmiş,

Ömrüm hazana erdi, yaşadıkça anladım…( Mehmet Özata)

 

HAYATIMIN HİKAYESİ

Üzülüyorsun, takma diyorlar...

Kızıyorsun, değmez diyorlar.

Boş veriyorsun; gamsız diyorlar.

Susuyorsun, iki çift laf et diyorlar.

Konuşuyorsun, muhatap olma diyorlar.

Çekip gidiyorsun, mücadele et diyorlar.

Alttan alıyorsun, tepene çıkardın diyorlar.

Bağırıyorsun, sakin ol diyorlar.

Aklı başında davranıyorsun, bu kadar uslu olunmaz diyorlar.

Dikine gidiyorsun, yaşına başına yakışmaz diyorlar.

Ölünce ne diyecekler?

Muhtemelen; Ölüm sana yakışmadı.

Ee normal tabii, dirimizi beğenmediler ki, ölümüzü beğensinler..

(Kerem Baydar)                                                         

 

Ey güzel, sen ki bana derdi derman edersin;

Şimdi: "Çekil önümden" diye ferman edersin;

Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez;

Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can, ne dersin? (Ömer Hayyam)

 

Hayatımız kargaşa, yaşam kültürümüz yok,

Hababam yaşıyoruz, hiç tekâmülümüz yok,

Batı gökte gezinir, biz hala yerlerdeyiz,

Şarka güneş doğmuyor, karanlık seferdeyiz..( Mehmet Özata)