Dün gece mensubu olduğum Serap Mutlu Akbulut korosuyla İstanbul/Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezinde bir konser verdik.
Mukaddes Ayhan’ın sunduğu, hemşehrimiz Serap Mutlu Akbulut’un yönettiği konserde, Kemençeci Vasilâki’nin Kürdilihicazkâr peşrevinden sonra, “Nerdesin sen gönlümün nazlı civanı nerdesin, Koparan sinemi ağyar elidir, Yüzüm şen, hatıram şen, meclisim şen, mevkiim Gülşen, Gidelim Göksu’ya bir alem-i ab eyleyelim ve Karşıyaka’da İzmir’in gülü adlı şarkılarla mini bir Kürdülihicazkâr faslı yaptık.
Beraber ve solo şarkılardan sonra konuk TRT sanatçısı Mehmet Özkaya 6 şarkı söyledi. Daha sonra şefimiz Serap Mutlu Akbulut sözleri Cemal Sâfi’ye bestesi Zekâi Tunca’ya ait şu güzel Kürdilihicazkâr şarkıyı okudu;
Yıldızlara baktırdım fallarda çıkmıyorsun,
Seni görmem imkânsız rüyalarım olmasa..
İkinci olarak, sözleri İlkan San’a, bestesi Sadettin Öktenay’a ait,
Sevgimizin aşkımızın üstünden sene geçti, mevsim geçti, ay geçti..
Hicaz şarkıyı okudu.
Son olarak koroyla sözleri ve bestesi Yıldırım Gürses’e ait,
Sana çiçek diyemem, sen her mevsim açarsın,
Sana bülbül diyemem, sen her mevsim ötersin…
adlı Muhayyer Kürdi şarkıyı okuduk.
1963-1967 yılları arasında İstanbul Üniversitesi korosundan arkadaşım olan Serap Mutlu Akbulut hocamın ağabeyi bestekâr Dr. Ümit Mutlu konsere İzmir’den geldi.
Konser sonrası, tam 48 sene sonra Ümit beyle ikimiz de bir başka insanlar olarak kısaca görüşebildik.
Sunucu Mukaddes Ayhan, Bestekâr Dr. Ümit Mutlu’nun dillere destan olan
Yeşil gözlerinden muhabbet kaptım, / Diz çöküp önünde yıllarca taptım,
Kalbimi uğruna bir köle yaptım, / Aldanıp o tatlı yalanlara ben…
adlı Hicaz şarkısını çok güzel yorumlayarak gönül tellerimizi titretti.
İstanbul’a da nihayet bahar geldi. Geçen hafta udi Bilsay Kadıoğlu ile parkta spor yaparken İskilip’li hemşehrimiz Erdoğan Berker’in çok sevdiğimiz
Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?
Çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç?
Bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç?
Geçen günlere yazık, yazık etmişsin gönül sen,
Öyleyse hiç sevmemiş, sevilmemişsin gönül sen…
adlı Nihavent şarkısını okuduk.
Her şarkının bir öyküsü var derler ya, bu şarkının öyküsü de şöyleymiş.
Söz yazarı ve bestekâr Dr. Bekir Mutlu, eşi Tülay hanımın çok uzun süre hastanede tedavi gördükten sonra güneşli bir bahar sabahı gözlerini açınca duygulanarak bu şiiri yazmış.
Çok sevdiğim bir başka Kürdilihicazkâr şarkının öyküsü de şöyleymiş.
Üç evlilik yaşayan ve bu evliliklerinde hiç mutlu olmayan Lemi Atlı, üçüncü eşinin kendisini terk edip gitmesinden sonra çok acı çeker ve eşinin evlendiği kişi ile mutlu olmadığını duyunca, Yaşar Şâdi Bey’in şu güzel şiirini, duygularına tercüman olduğu için Kürdilihicazkâr makamında bestelediği söylenir.
Bir kendi gibi zâlimi sevmiş yanıyormuş,
Duydum ki beni şimdi vefâsız anıyormuş,
Kalbim gibi feryâd ediyor sızlanıyormuş,
Duydum ki beni şimdi vefâsız anıyormuş…

3 Haziran 2015