“Arifler dükkanın açmış

Ne istersen var içinde.”

 

Düşünün, bin yıllar öncesinden bu topraklarda yaşayan kralların dini inançları takdir edilecek ölçülerdedir. Eğer kendi ülkelerinde kıtlık, kuraklık meydana gelmişse, deprem olmuşsa büyük çaplı seller meydana gelmişse, salgın hastalıklar meydana gelmişse krallar suçludur. Kısaca ülkelerinde yaşanan her acının suçlusu günah işleyen kralın kendisidir. Bazı krallar, babalarının işledikleri günahlardan dolayı bu sorunlarının yaşandığını öne sürer. Dini inançlarına uygun olarak af diler, iyi bir kral olmak için söz verip ibadetini yaparlar.

Çok tanrılı dinlerde bu inançları taşıyan yöneticiler varmış. Merak ediyorum o kralların düşüncelerini paylaşan günümüzde kaç tane yönetici var? O krallar barbar, kral soyundan gelmişlerdir. Günümüzdekiler ise seçimlerle başa gelir.

Yine kaynaklara bakılırsa Hacı Bektaş Veli’yle Mevlana arasında en küçük bir gerginlik yaşanmamıştır. Onlar, her sohbetlerinde “benim gönlüm bir damlaysa, onun gönlü bir denizdir!” anlayışıyla birbirlerini yüceltmişlerdir.

Ancak gözden kaçan küçük bir ayrıntı var:  Sema ayinleri günümüze kadar gizli saklı yapılmamıştır. Semazenler asla horlanmamışlardır. İzleyiciler dahil düzenlenen etkinlikleri küçümseyecek, eleştirecek bir söz söylenmemiştir.

Diğer taraftan semah dönenler, “seyir için olmaya, hak için ola” diye semaha duranlar aşağılanmışlardır. Kimi zaman horlanmışlar, kimi zamanda canlarından olmuşlardır. Onlar komşu köylerden, kimi zamanlar da komşularından gizleyerek semaha durmuşlardır. İnsanı, insan sevgisini her zaman ön plana çıkarmışlardır. Başka dinden, başka mezheplerden olanları asla küçümsememişler, onların inançlarına saygı duymuşlardır. Yunus’un deyimiyle “Yaratılanı hoş görmüşler, yaratandan ötürü.”

Anlamakta zorlandığım bir nokta var. Sema bir dini ibadet olurken Semah neden cümbüş olsun? Mum söndü yalanı neden yüz yıllardır bazı kendini bilmezlerin ağızlarına sakız olsun?

Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse bu saçmalığı canlı tutmaya çalışanların zeka yönünden bir sorunları yoksa asıl niyetleri neler olabilir? Hiçbir dini inanç, yalan söylemeyi insanlara hakaret etmeyi kabul etmez.

Bildiğim kadarıyla İslamiyet bir kadının iffetine namusuna asla hakaret edilmemesini emreder. En küçük bir şüpheye yer olmayacak şekilde görmedikçe, asla bir kadının namusuna dil uzatılmaması dinin kuralları içindedir.

Diğer taraftan başkalarının inançlarına, ibadetlerine dil uzatanlar aslında kendi inançlarını küçümsemiyorlar mı? Sadece kendi çıkarlarının hesabını yapanlar insanları birbirlerine kırdırıp kazançlarını artırmayı düşünürler. Hanlar hamamlar şahanedir. Dini etnik inançlar onlar açısından kavga çıkarmak için birer bahanedir.

Sevgiyi büyütmek için paylaşmak dileğiyle…